Esas No: 2021/24391
Karar No: 2022/1992
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/24391 Esas 2022/1992 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde, yargılamanın hukuka uygun yapıldığı ve suçun kanuni takdir sınırlarında uygulandığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Ancak, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde, suçun mağdurlarının ayrıştığı ve sanığın hukuki durumunun uzlaştırma işlemleri sonrasında değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle, hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir. Kararda belirtilen kanun maddeleri: 5271 sayılı CMK'nin 302/1.maddesi, 5237 sayılı TCK’nin 155/2. maddesi, 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri, 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Resmi belgede sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
1) Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde:
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, 5271 sayılı CMK'nin 302/1.maddesi uyarınca temyiz isteminin ESASTAN REDDİNE,
2) Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesine gelince;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delilllere, mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya isteğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.04.2014 tarihli, 2013/11-397 Esas ve 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçunun hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişinin de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği, 24.10.2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesinin üçüncü fıkrasına “birlikte” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynı mağdura karşı” ibaresi eklenmiş olup, anılan yasa maddesinde yapılan değişiklikle uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte aynı mağdura karşı işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağının da düzenlendiği değerlendirildiğinde yukarıdaki kabule göre; “mağdur” kavramı, suçun konusunun ait olduğu kişi ya da kişiler olarak "suçtan zarar görme" kavramı ise, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak yorumlanıp uygulandığında; sahtecilik suçuyla hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun mağdurunun ayrıştığı, sanığın üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunun mağdurunun kamu olduğu, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçununun ise katılan şirkete karşı işlendiği ve bu tüzel kişinin suçun mağduru olduğu, dolayısıyla sanığa isnat edilen resmi belgede sahtecilik suçu ile hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun mağdurlarının farklı olduğu anlaşılmakla, sanığa yüklenen 5237 sayılı TCK’nin 155/2. maddesinde düzenlenen suç nedeniyle, 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemleri yapılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK'nin 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesine gönderilmesine, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.