Esas No: 2021/41547
Karar No: 2022/2065
Karar Tarihi: 10.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/41547 Esas 2022/2065 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği bir karar sonucu, şüphelilerin sahte olmayan çekleri tahrif ederek dolandırıcılık yapması nedeniyle kamu davası açılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliği bu talebi reddetmiş ve dosya Yargıtay'a gönderilmiştir. Yargıtay, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi gereğince kararı bozmuş ve dosyanın yeniden mahkeme tarafından incelenmesine karar vermiştir. Kanun maddelerine göre, kamu davası açılması gerektiği konusunda yeterli delil mevcuttur.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.08.2021 tarih ve 2021/8477 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.09.2021 tarih ve KYB-2021/101886 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından şüpheliler ...,..... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04.11.2020 tarihli ve 2019/153858 soruşturma, 2020/93491 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.02.2021 tarihli ve 2020/7221 değişik iş sayılı kararının, "müştekinin ticari ilişki içerisinde kendisine verilen çekleri kendisini ikna ederek hileli işlemlerle iade alan şüphelilerin anılan çekler üzerinde tahrifat yapmak suretiyle, çeklerin arkasında kendisine ait ciroyu da iptal etmeyerek tedavüle soktukları, ayrıca çeklerin geçerli olabilmesi için çift imza gerekli olduğunu bildikleri halde tek imza ile keşide edip tedavüle koyarak haksız kazanç elde ettiklerini belirterek şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca çeklerin sahte olmadığının bilirkişi marifetiyle tespit edildiği, sahte olmayan çeklerin cirolanıp el değiştirmesi eyleminin dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarını oluşturmayacağı gibi, çeklerin bedelsiz kaldığı halde kullanıldığı iddiasına ilişkin olarak şüphelilerin ödemelerin farklı işlere dair yapıldığı iddiasının aksinin müşteki tarafından herhangi bir yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de, somut olayda şüpheliler ... ve ... tarafından müştekiye verilen Türkiye Vakıflar Bankası .... Şubesi'ne ait 26/01/2019 keşide tarihli, 70.000,00 Türk lirası bedelli ve 0063020 seri numaralı çek ile 02/03/2019 keşide tarihli, 70.000,00 Türk lirası bedelli ve 0063021 seri numaralı çeklerin bedellerinin ödenmesi üzerine müştekinin cirosu iptal edilmeksizin şüphelilere iade edilmesini müteakip, şüphelilerce çeklerin keşide tarihinde düzeltme yapılmak suretiyle diğer şüpheli ...'a verildiği, anılan şüpheli tarafından da müşteki aleyhine icra takibine girişildiği nazara alındığında, dosya kapsamında mevcut suça konu çek bedellerinin ödenmesine ilişkin banka dekontları, çek keşide tarihlerindeki düzeltme imzaları ile keşidecinin imzalarının aynı el ürünü oluşu karşısında kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delillerin mevcut bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Şüpheliler ... ve ...'in NS ..... Yapı İnşaat Otomotiv Gıda ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticareti Ltd Şti.'nin ortakları ve aynı zamanda adı geçen şirketi çift imza ile temsil ve ilzama yetkili oldukları ,müştekinin de inşaat işi ile iştigal ettiği, şüphelilere ait firmanın inşaat işini yapan müşteki ....'e üç adet her biri 70.000 TL tutarlı çeklerin keşide edilerek verildiği, müştekinin bahse konu çeklerden 26.01.2019 vade tarihli olanını takasa sunmak için bankaya ibraz ettiğinde şüpheliler ... ve ...'in bu çekin 55.000 TL lik kısmını banka aracılığı ile ödeyip, anılan şirket adına çift imza ile çek keşide etmeye yetkili oldukları halde borcun kalan kısmı için müştekiye tek kişinin keşideci olarak imzaladığı 15.000 TL tutarlı yeni bir çek verdikleri, müştekinin 02.03.2019 tarihli 70.000 TL bedelli 2. çeki takasa vermesi üzerine de şüpheliler ... ve .....'in çek bedelini banka vasıtasıyla ödeyerek sözü edilen çeki iade aldıkları,
Müştekinin 16.03.2019 tarihli çeki de bankaya ibrazı üzerine karşılığının bulunmadığının anlaşıldığı, şüpheliler ... ve ...'in müştekiyi ikna ederek bu çeki alıp yerine yine tek kişinin cirosuna havi 70.000 TL tutarlı yeni bir çek verdikleri, müştekinin bu çeki icra takibine koyması üzerine de şüpheliler ... ve ...'in itirazı üzerine takibin durduğu, sözü edilen ilk üç çeki müştekinin takasa sunarken ve bankaya ibraz ederken ciroladığı, şüphelilerin bu ciroları iptal etmedikleri gibi bahse konu 26.01.2019 ve 02.03.2019 tarihli çeklerin keşide tarihlerini de değiştirerek ...'a verdikleri, şüpheli ...'un da bu üç çekten dolayı müşteki ve diğer iki şüpheli hakkında icra takibi başlattığı, şüpheli ...'un avukatı ile diğer iki şüphelinin avukatının aynı büroda çalıştıkları, ....'nin avukata verdiği vekaletname tarihi ile suça konu çeklerin ibraz tarihinin aynı olduğu, keşide tarihlerindeki paraflarla keşideci imzalarının aynı kişiye ait olması, ciroda kopukluk olmaması ve müştekinin cirosunu iptal etmeden çeki iade etmesinin oluşa uygun olmadığı gerekçeleriyle icra hukuk mahkemesindeki davanın reddine karar verilmesi nedeniyle takipsizlik kararı verilmiş ise de;
Şüphelilerin fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek müştekiye önceden verdikleri üç adet çekteki müştekinin cirosunu iptal etmeksizin ve çeklerin keşide tarihlerini değiştirerek müşteki aleyhine icra takibi yapılmasını sağladıkları gibi bahse konu bu üç çeki tekrar aldıkları sırada verdikleri iki ayrı çeki de çift imza ile keşide etmeleri gerekirken tek imza ile keşide etmeleri, bilirkişi raporu ile de çeklerin keşide tarihlerinin değiştirildiği ve yapılan değişikliklerin şüphelilerin eli ürünü olduğunun da belirlenmesi karşısında kamu davasının açılmasını gerektirir yeterli delil mevcut olması ve delillerin mahkemesince takdir edilmesi gerektiğinden ,
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul Anadolu 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 05.02.2021 tarihli ve 2020/7221 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.02.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.