11. Hukuk Dairesi 2014/15744 E. , 2015/1712 K.
"İçtihat Metni"TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Tüketici Mahkemesi’nce verilen 30/10/2013 tarih ve 2009/908-2013/1746 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ... "a 15/10/1998 tarihli kredi sözleşmesi ile 2.500 TL lik kredi kullandırıldığını, diğer davalının da kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalayarak borcu teminat altına aldığını, kredi borcunun kat edilip ihtarname ile davalılardan ödeme talep edildiği ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek toplam 68.071,92 TL alacağının fazlaya ve hesap hatasına ilişkin her türlü hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 05/10/2009 tarihinden itibaren %153 oranında temerrüt faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; diğer davalının bankadan kredi kullanmadığını, bu nedenle müvekkiline ait imzanın da geçerli kabul edilemeyeceğini, Ağır Ceza Mahkemesindeki dava ile bankadaki usulsüzlüklerin tespit edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; banka yöneticilerinin zimmet suçundan mahkumiyetlerine karar verildiğini, müvekkilinin kredi kullanmadığını ve sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ceza dosyasında usulsüzce şirket çalışanları adına krediler açıldığının daha sonra da kapatıldığının tespit edildiği, davalı ... "ın asıl borçlu diğer davalı şahısın müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak göründükleri sözleşmedeki kredinin bu davalılarca alınıp kullanılmadığı, kredi sözleşmesini imzalamaya dahi bankaya gelmedikleri, işlemlerin banka çalışanlarınca tamamlandığı, kredi çekmiş gibi gözüken davalı şahısların hukuken sorumlu olmadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Uyuşmazlık, taraflar arasında düzenlenen kredili mevduat hesap sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/e maddesinde tüketicinin "Mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi", 3. maddesinin h bendinde tüketici işleminin "mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlemi" ifade edeceği, aynı yasanın ikinci maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen sözleşme tüketici sözleşmesi olmadığından ve dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 4 ve 5. maddeleri gereğince dava ticari dava niteliğinde bulunduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, tüketici iş ve işlemi söz konusu olmamasına rağmen davanın Tüketici Mahkemesi"nde görülmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.