19. Hukuk Dairesi 2017/4455 E. , 2019/3443 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacının davalı bankadan aldığı kredi kartıyla davalı bankaya ait ATM"lerden tüketici kredileri çektiğini, ancak davalının bu krediler nedeniyle müvekkilinden nakit işlem ücreti, nakit çek komisyonu ve nakit işlem komisyonu adı altında kesintiler yaptığını, bankanın yaptığı kesintilerin zorunlu masraflardan olmadığını, sözleşmenin standart bir sözleşme olup tüketici ile müzakere edilmeden hazırlandığını belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak koşuluyla şimdilik 5000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 20/10/2014 tarihli ıslah dilekçesiyle 7.300,56 TL"nin talebini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya tüketici kredisi sözleşmesi gereğince kredi tahsis edildiğini ve bundan dolayı davacıdan istihbarat ücreti tahsil edildiğini, davacının masraf ve ücretler konusunda sözleşmenin imzalanmasından önce bilgilendirildiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 18.02.2016 tarih 2015/11889 E. ve 2016/ 2522 K. sayılı ilamı ile " Dava, kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, bankacılık işlemlerinden kaynaklanmakta olup çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. Bu durumda mahkemece, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, sadece hukukçu bilirkişiden alınan raporun hükme dayanak yapılması usul ve yasaya aykırıdır. " gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama ve benimsenen 10.03.2017 tarihli bilirkişi raporuna göre, 2012 yılından bu yana davacıdan alınan toplam 8.390,16 TL tutarındaki masraf ve komisyonların haksız şarta dayalı olarak tahsil edildiği, ispat yükü üzerinde olan davalı bankaca tahsil edilen bu masrafların zorunlu masraflardan olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,taleple bağlı kalınarak 7.300,00 TL !nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kredi kartı tüketicilere mal ya da hizmetleri edinme karşılığı nakit para taşımalarına gerek kalmaksızın ödeme yapabilme, nakde ihtiyaç duyulduğunda da ATM"ler kanalıyla para çekme imkanı vermektedir. Bu haliyle kredi kartı bir yönüyle ödeme aracı, diğer yönüyle de bir kredi aracı niteliğindedir. 5464 sayılı Kanunun 24/3 . maddesine göre kartla mal veya hizmet satın alınmasında; kart hamilinin yaptığı işlemler nedeniyle, sözleşmede yer almayan faiz, komisyon veya masraf gibi adlar altında hiçbir şekil ve surette ödeme talep edilemez ve kart hamilinin hesabından kesinti yapılamaz. Somut olayda davacı kredi kartı ile davalı bankaya ait ATM "lerden nakit avanslar çektiği bu çekimi dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı nakit işlem ücreti ,nakit çekim komisyonunun iadesini istemiştir. Hemen belirtmek gerekir ki bankalar ticari kuruluşlar olup, amaçları kar elde etmektir. Bankalar tarafından tüketici kredilerinden herhangi bir zorunlu masraf ve gidere ilişkin bulunmayan kesintilerin iade edilmesi gerekmektedir. Ancak kredi kartı kullanmak suretiyle nakit avans çekilmesi halinde uygulanan nakit avans çekim komisyonu, bu nitelikte bir ücret değildir. Tüketici nakte ihtiyaç duyduğunda bankaya gidip tüketici kredisi imzalamadan, emek ve mesai harcamadan, herhangi bir merasime gerek kalmadan kolaylıkla bu krediye ulaşmaktadır. Banka, kart kullanıcısına ATM"lerden 24 saat kredi kullanma olanağı sağlamıştır. Bu hizmet, bankanın ATM cihazlarında her zaman belli tutarda bir nakit para bulundurması ve ne zaman kullanılacağını bilmediği bu meblağın faizinden yararlanmaktan vazgeçmesinin karşılığıdır. Nitekim somut olayda uygulanma imkanı yok ise de 6502 sayılı Kanuna göre çıkarılan 03.10.2014 tarih 29138 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından hazırlanan “Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”te ücret alınması mümkün olan EK-1 numaralı “Ürün ve Hizmet Sınıflandırması” listesinde kredi kartları ile ilgili olarak “Nakit Avans Çekim Ücreti” alınabileceği belirtilmiştir.
Bu nedenle davacının ödediği nakit işlem ücreti ve nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 23/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.