Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/2957 Esas 2018/3197 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2957
Karar No: 2018/3197
Karar Tarihi: 08.05.2018

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2015/2957 Esas 2018/3197 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2015/2957 E.  ,  2018/3197 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52 ve 51. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
    Katılan ... ve sanık ile tanık olarak dinlenen ...’ın...Makine şirketinin ortakları olduğu ve şirketin müdürlüğünün ... tarafından yerine getirildiği, ancak ..."ın başka şirketlerdeki iş yoğunluğu nedeniyle, şirket işlerinin yürütülmesi için noterden sanığa 06/07/2005 tarihinde vekaletname verdiği, bu vekaletname ile şirket yönetimini eline geçiren sanığında güveni kötüye kullanarak şirketi aşırı şekilde borçlandırdığı, sanığın bu surette hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunu işlediği iddia olunan somut olayda,
    Kovuşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda “...mali değer tablosu çıkartılarak, şirketin hazır değerleri ile dönen varlıklarının, banka, kasa ve ticari alacaklarının devamlı düşüş göstermiş olduğunun, aktif varlıklarının değer yitirdiğinin, öz kaynaklarını önemli ölçüde kaybetmiş olduğunun, buna mukabil şirkete banka kredisi yok iken önemli ölçüde banka kredisi oluştuğunun, şirketin vergi ve sigorta primlerini ödeyemez hale geldiğinin, şirket borç batağında iken 2008 yılı içinde ortakların yasal olmayan şekilde 116.578 TL borç verildiğinin, netice olarak şirketin iyi yönetilmediğinin ve içinin boşaltılıp varlığını sürdüremez halde olduğunun, sanığın basiretli bir iş adamı gibi hareket etmeyip, şirketin içinin boş hale geldiğinin, sanığın şirket ortaklarına zarar verdiğinin, zararın miktarının tespitinin mümkün olmadığının...” belirtilmesi, ancak sanığın somut hangi işlem ve eylemleri ile şirketi zarara uğrattığının bilirkişi raporunda açıkça belirtilmemiş olması ve bu haliyle bilirkişi raporunun yetersiz olduğunun anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, dosya kapsamındaki şirkete ait tüm defter ve belgelerin, yeni bir bilirkişi kuruluna tevdii ile sanığın işlem ve eylemleri ile şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, uğrattı ise zarar miktarının ne kadar olduğu, şirket varlıkları üzerine usulsüz şekilde tasarrufta bulunup bulunmadığı, şirketi usulsüz şekilde borçlandırıp borçlandırmadığı hususlarını somut ve denetime imkan verecek şekilde ortaya koyacak yeni bir bilirkişi raporu aldırılması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
    Kabule göre de;
    1) Hapis cezası alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanığa fazla ceza tayini,
    2) Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda katılana karşı aynı suçun birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.