Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - görevi yaptırmamak için direnme - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/9592 Esas 2020/13869 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/9592
Karar No: 2020/13869
Karar Tarihi: 22.06.2020

Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - görevi yaptırmamak için direnme - konut dokunulmazlığının ihlali - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/9592 Esas 2020/13869 Karar Sayılı İlamı

8. Ceza Dairesi         2018/9592 E.  ,  2020/13869 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma, görevi yaptırmamak için direnme, konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-)Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali ve görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın kasıtlı olarak suç işlemediğine ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2-)Sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ise;
    TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için failin işlediği bir suç nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendi kimliğini saklayarak, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması ve o kişi hakkında iftira atmışcasına soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olması gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.05.2017 tarih ve 2014/9-207- 2017/266, 09.05.2017 tarih ve 2015/9-179- 2017/267 sayılı kararları ile birçok kararda, işlediği bir suç nedeniyle mağdur hakkında soruşturma bulunmaması, kimliği veya kimlik bilgileri kullanılan kişi adına düzenlenen bir belge olmayışı ve soruşturma yapılmamış oluşu ile tüm belge ve tutanakların sanığın gerçek kimliği ile düzenlenmesi halinde fiilin TCK.nın 268. maddesindeki suçu değil 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması" şeklinde tanımlanan "kimliği birdirmeme" kabahatini oluşturacağı hususu açıkça vurgulanmıştır.
    Somut olayda, olay-yakalama tutanağı, şüpheli ifadesi, uzlaşma formu ve genel adli muayene raporu dahil tüm resmi belgelerin sanığın gerçek kimliği ile düzenlendiği, sanığın başlangıçta gerçeğe aykırı olarak beyan ettiği ... adına hiçbir belgenin bulunmadığı ve bu kişi hakkında herhangi bir soruşturmanın yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu durumda sanığın fiilinin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40. maddesinde tanımlanan "Kimlik Bildirmeme" kabahatini oluşturduğu ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden temyiz incelemesine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının konusu eylemin oluşturduğu kabahatin zamanaşımına uğraması nedeniyle 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi gözetilerek “İdari yaptırım uygulanmasına yer olmadığına", 22.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.