11. Hukuk Dairesi 2014/17067 E. , 2015/1687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATI İLE)
Taraflar arasında görülen davada . Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/07/2014 tarih ve 2014/156-2014/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı , davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle 2.250 TL kredi dosya masrafının kesildiğini, bu kesintinin haksız şart niteliğinde olduğunu 4822 sayılı Kanınla değişik 4077 sayılı kanunun 6. maddesinin eğer bir sözleşme şartı önceden hazırlanmışsa ve özellikle standart sözleşmede yer alması nedeniyle tüketici içeriğine etki edememişse o sözleşme şartının tüketici ile müzakere edilmediği anlamına geldiğini, sözleşmenin içeriğine etki edemeyen ve hatta bazı kısımları sonradan doldurulacak biçimde hazırlanmış, alınacak masrafların sonradan yazılmış sözleşmeye dayanılarak tarafından alınan ücretlerin haksız şart olduğundan iadesinin gerektiğini belirterek tarafından alınan 2.250 TL ücretin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca kredi masraflarını gösterir dekontun alınması talebinde kredi dekontu ücreti olarak tarafından alınan 70 TL"nin tarafına ödenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının tüzel müşteri olup tüketici sıfatına haiz olmadığını, mahkemenin görevli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davalı bankanın davacı ile yaptığı kredi sözleşmesinde davacının tüzel kişiliği haiz bir limited şirket olduğu, davacının tüketici vasfını haiz olmadığı, davacının davasının 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı kanuna dayandırdığı bu kapsamda davacının Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna dayanarak herhangi bir hak iddia edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar; davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; davacı ile davalı banka arasında akdedilen “Genel Kredi Sözleşmesi" uyarınca haksız olarak tahsil edildiği iddia olunan masraflardan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenmekte olup göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir (HMK md. 1) Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Yasa"nın 3/1-e bendinde tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder denilmektedir. Aynı Yasa"nın 23. maddesinde ise bu Kanun"un uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiştir. Somut olayda; davacıya kullandırılan kredinin niteliği itibariyle ticari kredi sayılacağı, davacının da bu sözleşme uyarınca tüketici konumunda bulunmadığı anlaşılmakta olup, bu nedenle uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde ve genel mahkemelerce çözümlenmesi gerekmektedir. Davacı, dava dilekçesinde davalı ile akdedilen kredi sözleşmesine dayanılarak kendisinden haksız olarak tahsil edilen kredi dosya masrafı ve bu masrafları gösterir banka dekont ücretinin tahsilini talep etmiş olduğuna göre, HMK"nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme yapma yetkisinin hakime ait olduğu gözetilmeksizin davacının sırf dava dilekçesinde Tüketici Yasası hükümlerine dayanmış olduğu gerekçesiyle mahkemenin kendini görevli kabul ederek işin esasının incelenmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın re"sen BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.