16. Hukuk Dairesi 2014/15122 E. , 2015/145 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “hükme dayanak yapılan tanık sözleri ile ziraat ve jeoloji bilirkişi roporlarının birbiriyle çeliştiğine ve dava konusu taşınmazın doğal sit alanı sınırları içinde kaldığı bildirildiği halde bu konuda araştırma yapılmadığına" değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 161 ada 11 parsel sayılı taşınmazın ev ve bahçe niteliği ile davacılar ... ve ... adına tapuya tesciline, taşınmazın 2. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar ... ve ... yararına zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava, tescil davası olarak açılmış daha sonra Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Buna göre, davanın ilk açılış tarihi olan 30.11.1993 tarihi itibariyle davacılar yararına Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki koşulların gerçekleştiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Mahkemece hükme esas alınan zirai bilirkişi raporunda, taşınmazın 2/3"lük bölümüne dolgu malzemesi, bu bölümün yarısı üzerine de beton döküldüğü ve bunun da üzerine ev inşa edildiği belirtilmiş, toprak yapısı ve tarımsal kullanım durumu itibariyle taşınmazın 1/3"lük bölümü üzerinden değerlendirme yapılmış, bu bölüm üzerinde de 3-5 yaşlarında çeşitli meyve ağaçlarının ve 8-10 yaşlarında da genelde sulak ve bataklık niteliğindeki alanların suyunun çekilmesi amacıyla dikilen okaliptüs ağaçlarının bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca komşu bir kısım taşınmazların da bataklık niteliğinde olduğu dosyadaki kayıt ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu yönüyle çekişmeli taşınmazın imar-ihya edilip edilmediği ve edilmişse yasada öngörülen şekil ve sürede ekonomik amaca uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı hususlarının kesin olarak belirlenmediği anlaşılmaktadır. Bu tür durumlarda esaslı unsur hava fotoğrafı incelemesidir. Mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmamış, ayrıca komşu taşınmazlara ilişkin kayıt ve belgeler getirtilerek uygulamada yararlanılmamıştır. O halde; doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle dava
.tarihi olan 30.11.1993 tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde farklı tarihlere ait stereoskopik hava fotoğrafı, bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları istenilmeli, ayrıca çekişmeli taşınmazın çevresinde bulunan taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, varsa tespit dayanağı belgeleri (tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte), hükmen tescil edilenlerin mahkeme dosyaları ve tutanakları kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının onaylı örnekleri getirtilerek dosya arasına konulmalıdır. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri, taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat ve bir jeodezi ve fotogrametri uzmanından oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla yeniden keşif yapılmalı, yapılacak keşifte, hava fotoğrafları üzerinden bilirkişilere bilimsel yöntemlerle (hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeği harita çizim programları aracılığıyla eşitlenerek çekişmeli taşınmazın konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi, hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle) inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın öncesinin ne olduğu ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, uzman ziraat mühendislerinden ayrıca; çekişmeli taşınmazın toprak yapısı ile komşu taşınmazların toprak yapısı mukayese edilmek suretiyle taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini belirtir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, yine raporda taşınmazın imar-ihyaya tabi yerlerden olup olmadığı, öyleyse bu işlemin tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmışsa dava tarihi ile tamamlanma tarihi arasında ne kadar süre geçtiği hususları ve taşınmazın taban suyunun yüksek oluşunun nedenlerine yer verilmesi ve rapor ekinde taşınmazı değişik yönlerden çekilmiş komşu taşınmazlar ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğrafların eklenmesi istenilmeli, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de komşu taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 23.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.