11. Hukuk Dairesi 2014/15774 E. , 2015/1680 K.
"İçtihat Metni"ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08/07/2014 tarih ve 2013/684-2014/567 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 01.06.2013 tarihinde aldığı aracın garanti süresinin uzatılması için davalının "... Garanti Ekstra-Uzaltılmış Garanti Sigorta Poliçesi" düzenlediğini, aracın müzik çaların arızalanması üzerine davalıya başvurulduğunda anılan arızanın poliçe kapsamında değerlendirilmeyeceğinin belirtildiğini, poliçe teminatı hakkında bilgilendirilmediğini, mağdur edildiğini ileri sürerek poliçe primi olarak ödediği 425,00 TL"nin ve müzik çaların bedeli olan 3.300,00 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yetki, husumet itirazında bulunarak, dava konusu hasarın poliçe teminatında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; mahkemenin 6100 Sayılı HMK"nın 15/1. maddesi gereğince yetkili olduğu, sigorta sözleşmesinden kaynaklanan davaların acentaya karşı da açılabileceğinden davalı vekilinin husumet itirazının yerine bulunmadığı, dava konusu hasarın poliçe teminatında kaldığı, davacının poliçeye göre belirlenen muafiyet tutarı indirildikten sonra isteyebileceği hasar bedelinin 2.640,00 TL olduğu, davacının hasar tazminatının yanında ödemiş olduğu primleri talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.640,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı davada, davalı acentenin, sigorta sözleşmesi akdedildiği sırada, aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davrandığını bu nedenle zarara uğradığını ileri sürmüş, mahkemece davacı zararının sigorta teminatı kapsamında olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş, davacının anılan iddiası hakkında bir değerlendirme yapılmamıştır. Ancak, mahkeme tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup, az önce de açıklandığı gibi davacı, davalı acentenin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davrandığını ileri sürerek bu davayı açmıştır. O halde mahkemece, davanın davacının iddiası kapsamında görülüp, davalı acentenin gerek 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu gerekse 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında aydınlatma yükümlülüğünü ihlal edip etmediği hususunun denetime elverişli
şekilde değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; mahkemece zararın poliçe teminatı kapsamında olduğu kabul edildiği halde , somut olaya uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK"nın 105. maddesine aykırı şekilde davacı zararının davalı acenteden tahsiline karar verilmesi de doğru olmamış kararın bu nedenle de davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.