15. Ceza Dairesi 2018/2514 E. , 2018/3185 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar hakkında ayrı ayrı beraat
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanıkların beraatına ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Katılanın yetkilisi olduğu...Yatırım şirketinin ana sözleşmesinin 11/04/2007 tarihinde noterde düzenlendiği ve 30/04/2007 tarihinde de tescil edilerek ilan olunduğu, şirket ana sözleşmesinde şirket müdürü olarak atanan sanık ...’in, şirket tescil tarihinde, ortaklar kurulu kararı ile müdürlük yetkisinin iptal edildiği, sanık ...’in ise şirketin her hangi bir borcu olmamasına ve şirketin tescil işlemleri yapılmamış olması nedeni ile tüzel kişilik kazanmamış olmasına rağmen, 18/04/2007 tanzim, 30/07/2007 vade tarihli, lehdarı sanık ... olan 40.000 Euro bedelli borçlusu ... Yatırım şirketi olan suça konu senedi, şirket adına kaşe yapıp imzalayarak sanık ..."e verdiği, sanık ... tarafından da ciro yoluyla diğer sanık ..."ya verildiği, sanık ... tarafından da katılanın yetkilisi olduğu ... Yatırım şirketi aleyhine icra takibi başlatılarak haciz işlemi yapıldığı, ancak yapılan haczin dayanağı olan suça konu senedin şirketin tescilinden yani tüzel kişilik kazandığı tarih olan 30/04/2007 tarihinden önce düzenlenmesinin hukuka uygun olmadığı, sanıkların bu surette nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia olunan somut olayda,
1) Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılan beyanı, bilirkişi raporu, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamında, sanıklar ile katılan arasındaki uyuşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen beraat hükümlerinde her hangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin suçun sübut bulduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2) Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen “resmi belgede sahtecilik” suçunun, 5327 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibariyle, tabi olduğu aynı Kanunun 66/1-e maddesine göre “8 yıllık” olağan dava zamanaşımına tabi olduğu ve yine aynı Kanunun 67/2-c, 67/3 bendlerine göre “...suçla ilgili iddianame düzenlenmesinin dava zamanaşımını keserek, zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı...”, ayrıca ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2010/2-136 esas 2010/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK’nın 7. maddesinde, “Yenilenmesi mümkün olmayanlar dışında, görevli olmayan hakim veya mahkemece yapılan işlemler hükümsüzdür" şeklindeki düzenleme karşısında, 01/06/2005 tarihinden sonra yapılan işlemler açısından, görevsiz mahkemece yapılan sorgu işleminin zamanaşımını kesmeyeceği, bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, sanıklardan Ziya ve Ahmet’in 23/01/2009 tarihinde ve sanık ...’in ise 15/05/2009 tarihinde görevsiz Üsküdar 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nde alınan savunmalarının dava zamanaşımını kesmeyeceği, sanıklara isnat edilen suç ile ilgili olarak sanıklar hakkında 03/09/2008 tarihinde iddianame düzenlenmesi ile dava zamanaşımının kesildiği ve görevli mahkeme olan İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların sorgu işleminin 15/12/2016 tarihinde yapıldığının anlaşılması karşısında, iddianame düzenlenme tarihinden, sanıkların görevli mahkemedeki sorgu işlemleri tarihine kadar olağan dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından; sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı nedeni ile düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde beraat hükümleri verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanıklar hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e, 67/2-c, 67/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 08/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.