Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/21406
Karar No: 2018/867
Karar Tarihi: 05.02.2018

2004 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/21406 Esas 2018/867 Karar Sayılı İlamı

Özet:


19. Ceza Dairesi, bir icra emrinin borçlunun vekiline tebligat edilmesinin, cezai sorumluluk açısından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle atılı suçtan sanığın beraatına karar vermesi gerektiğini belirtti. Hapis cezasıyla birlikte adli para cezası düzenlenmesine rağmen sadece hapis cezasına hükmedilmesi, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin gözetilmemesi, sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesine rağmen Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması ve suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi hedefleyen uzlaştırmanın uygulanması gerekliliği gibi nedenlerle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 331/1, 354, 5237 Sayılı TCK'nın 50/3 ve 53, 6763 sayılı Kanun'un 34, CMK'nın 253 ve 254 maddeleridir.
19. Ceza Dairesi         2015/21406 E.  ,  2018/867 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    İcra emrinin 22/05/2013 tarihinde borçlunun vekiline tebliğ edildiği anlaşılmakla, ilamlı icra takibinde hukuki sonuç doğurması bakımından ilamda yazan borçlu vekiline tebligat yapılması yasal ise de ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak, şikayet olunan asıl borçluya değil de borçlu vekiline icra emri tebligatının, cezai sorumluluk bakımından hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1- 2004 sayılı İİK’nın 331. maddesinin 1. fıkrasında hapis cezasıyla birlikte adli para cezası düzenlendiği halde sadece hapis cezasına hükmedilmesi,
    2- 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi gereği fiili işlediği tarihte 65 yaşını bitirmiş olan ve engel adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin kanuni zorunluluk olduğunun gözetilmemesi,
    3- Kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına hükmedilmiş ise de, 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile anılan maddenin bazı hükümlerinin iptal edilmiş olması nedeniyle yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
    4- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden "etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile" ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin aynı Kanun"un 331/1 maddesinde düzenlenen suç yönünden uzlaştırma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, suçun işlenmesinden sonra fail ile mağdur arasındaki çekişmeyi bir uzlaştırmacının girişimiyle kısa zamanda tarafların özgür iradeleriyle ve adli merciler daha fazla meşgul edilmeden sonuçlandırmayı amaçlayan uzlaştırmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması ve İcra ve İflas Kanunu"nun 354. maddesinin yerine geçip anılan maddenin uygulanmasını ortadan kaldırmaması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK"nın 253, 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi