Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/529 Esas 2010/1525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/529
Karar No: 2010/1525
Karar Tarihi: 15.02.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/529 Esas 2010/1525 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/529 E.  ,  2010/1525 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar, arasındaki tapuda isim tashihi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 14.10.2009 gün ve 2009/9638-10877 sayılı ilamiyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    _K A R A R_

    Davacı, 1267, 19, 21, 22, 52 sayılı parsellerde murisinin yazılı olmayan “...” soyadının eklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı idarenin temyizi üzerine hüküm Dairemizce onanmıştır.
    Davalı idare vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Tapu sicilindeki yanlışlıklardan kaynaklanan davalarda yasal hasım, kayıtları tutmakla görevli ve sorumlu tapu sicil müdürlükleridir. Bu nedenle dava doğrudan tapu sicil müdürlüğüne yöneltilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.3.1999 tarihli ve 1999/14-165-149 sayılı kararı da bu yöndedir.
    Uygulamada davaların sıkça “...” hasım gösterilerek açıldığı görülmektedir. Hazine vekili, 4353 sayılı kanunun 18.maddesine göre kanuni temsilci sıfatıyla idareyi temsil eder. Bu nedenle “...” hasım gösterilerek dava açıldığında, davanın husumet yokluğundan reddi yerine dava dilekçesinin doğru hasım olan “Tapu Sicil Müdürlüğüne” tebliğinin sağlanması ve bundan sonra davaya devamla bir hüküm kurulması gerekir.
    Somut olayda da, “...” hasım gösterilerek dava açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi tapu sicil müdürlüğüne tebliğ edilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru görülmediğinden yukarıda değinildiği şekilde dava dilekçesinin yöntemine uygun şekilde tebliği sağlandıktan sonra yargılamaya devamla bir karar verilmek üzere Dairemiz onama kararı kaldırılarak hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı idare vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 14.10.2009 tarih ve 2009/9638-10877 esas ve karar sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, hükmün BOZULMASINA, 15.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.