Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7552
Karar No: 2014/16096
Karar Tarihi: 08.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/7552 Esas 2014/16096 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/7552 E.  ,  2014/16096 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 5046579, 5155992, 5033947, 5190581 numaralı aboneliklerle davalı şirketten elektrik satın aldığını, müvekkilinden kayıp-kaçak bedeli adı altında 187.393,49 TL tahsil edildiğini, bunun, enerji bedeli veya başkaca herhangi bir mal ve hizmet bedeli olmayıp tamamen tek taraflı ve haksız olarak tahsil edildiğini; aldığı enerjinin bedelini düzenli olarak davalıya ödeyen müvekkilinden, davalının, altyapı ve denetim eksikliğinden kaynaklanan kayıp-kaçak tutarlarının tahsil edilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu; Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği"nin 10/1. maddesinde, kayıp-kaçak enerji miktarının perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketleri tarafından temin edileceğinin düzenlendiğini; davalı ... şirketinin, yönetmelik gereği temin etmekle yükümlü olduğu kayıp-kaçak enerji bedeli tutarının elektrik abonesi olan müvekkilinden tahsil etmek suretiyle mevzuata aykırı işlem yaptığını, müvekkilinden kullanmadığı enerji için kayıp-kaçak bedeli adı altında para alınmasının hakkaniyetle de bağdaşmadığını; TBK"nın 77/1. maddesi gereği, haklı bir neden olmaksızın bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşenin bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olduğunu; davalının, haklı bir neden olmaksızın müvekkili aleyhine 187.393.49 TL zenginleştiğini, müvekkilinin de aynı tutarda fakirleştiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, sebepsiz zenginleşme teşkil eden 187.393,49 TL"nin her bir fatura için ödeme tarihinden başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Yerel mahkemece; davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Dairenin önüne gelen uyuşmazlık; davalı kurumun, davacıdan kayıp-kaçak bedeli isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için, davaya konu edilen bedellerin incelenmesinde ve yasal dayanaklarının açıklanmasında yarar vardır.
    Kayıp-kaçak bedeli; elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin, kayıp/kaçak hedefi oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedeldir.
    Kayıp-kaçak bedeli; 20/02/2001 tarihli 4628 Sayılı Kanunun 1/1., 4/1., 10/05/2006 tarihli 5496 Sayılı Kanunun 6., geçici 9., 14/03/2013 tarihli 6446 Sayılı Kanunun 1/1.,5/4., 17/1., 4., 27., geçici 1., maddeleri ve bu kanunların temel amaçlarına uygun şekilde çıkarılan yönetmelikler ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak alınan EPDK kurul kararları ve tebliğleri çerçevesinde alınmaktadır.
    Yukarıda yasal dayanakları açıklanarak, detaylı olarak belirtildiği üzere kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; kanunun temel amaçları gözönünde bulundurularak, EPDK tarafından çıkarılan kurul kararları ve tebliğleri ile belirlendiği anlaşılmaktadır.
    Herşeyden önce; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, “Vergi Ödevi” başlıklı 73.maddesine göre; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.
    Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
    Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
    Vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir."
    Bundan başka; 20/01/2001 tarih 4628 sayılı ve 14/03/2013 tarih 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunlarının; Amaç, Kapsam ve Tanımlar başlıklı 1.maddelerinin 1.fıkralarında; "Bu Kanunun amacı; elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve çevreyle uyumlu bir şekilde tüketicilerin kullanımına sunulması için rekabet ortamında özel hukuk hükümlerine göre fâaliyet gösteren, mâli açıdan güçlü, istikrarlı ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasasının oluşturulması ve bu piyasada bağımsız bir düzenleme ve denetim yapılmasının sağlanmasıdır".
    Hükümleri yer almaktadır.
    Bundan ayrı olarak; 22/09/2002 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin; 31.maddesinde "müşterilerin yeterli, verimli, güvenli, sürekli ve ekonomik hizmet almalarını ve hizmet seçeneklerini öğrenmelerini teminen her türlü bilgilendirme fâaliyeti, ilgili tüzel kişiler tarafından ilgili mevzuata uygun olarak yerine getirilir".
    Aynı Yönetmeliğin 33.maddesinde; "bu yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan müşterilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda, Kanunun 11. maddesi ve 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile buna ilişkin diğer mevzuat hükümleri uygulanır".
    08/05/2014 tarih 28994 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin, Tüketicilerin bilgilendirilmesi ile tüketici hakları ve zararların tazmini başlıklı 19.maddesinin 6.bendinde; "Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca elektrik enerjisi hizmeti alan tüketicilerin hakları ve zararlarının tazmini konusunda, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri ile ilgili diğer mevzuat hükümleri uygulanır”.
    Hükümlerine yer verilmiştir.
    Arzedilen mevzuat hükümleri çerçevesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (dağıtım şirketleri tarafından arzolunacak) elektrik satışlarında uygulanacak fıyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği tartışmasızdır.
    Ancak; ilgili mevzuatta amaçlanan husus 1 kw elektrik enerjisinin kullanıcılara ulaşıncaya kadar ki maliyet ve kâr payı olup, yoksa Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediği açıktır.
    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu bu maddeye dayanarak 11/08/2002 gün ve 24843 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i yayımlamış ve lisans sahibi şirketlerde bu tebliğe uygun olarak tüketicilerden kayıp-kaçak bedeli adı altında bir bedel tahsil etmişlerdir.
    Ancak, yukarıda açıklandığı üzere tebliğler ve yönetmeliğin dayanağı olan 4628 ve 6446 sayılı Kanunlarda, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir tarife ve fiyat belirleme hak ve yetkisi verilmemiştir.
    Elektrik dağıtım şirketlerinin EPDK Kurul Kararları ve tebliğleri çerçevesinde, elektrik kullanan abonelerin faturalarına yansıtarak aldıkları kayıp-kaçak bedelinin elektrik enerjisi kullananlara (sanayi, ticarî ve mesken abonelerine) aktif tüketim bedeli dışında ek bir mâli yük ve külfet getirdiği izahtan varestedir.
    Oysaki; Türkiye Cumuriyeti Anayasasının 73.maddesi gereğince; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı da ortadadır. Nitekim, elektrik faturalarına yansıtılan % 2 TRT payı da Kanunla getirilmiş ve Kanunun verdiği açık ve şeffaf yetkiye dayanarak tahsil edilmektedir.
    Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları çerçevesinde getirildiği ve EPDK Kurul Kararları ve tebliğleri gereğince alınan; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmet, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin; vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağı, ayrıca Elektrik Piyasası Kanunun düşük maliyetli enerji temini ve şeffaf bir elektrik enerjisi piyasası oluşturulması ilkelerine uygun düşmemektedir.
    Nitekim; kayıp-kaçak bedeli hakkında verilen ve Dairece de benimsenen HGK"nun 21/05/2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından kaçak kullanmak (hırsızlanmak) suretiyle kullanılan elektrik bedellerinin, kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaştığı söylenemez.
    Bundan ayrı olarak; elektrik kaybını önleme ve hırsızlıkları engelleme veya hırsızı takip edip, bedeli ondan tahsil etme görevi de bizzat enerjinin sahibi bulunan dağıtım şirketlerine aittir.
    Öte yandan, nihai tüketici olan abonenin; kayıp-kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunu apaçık denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, eş söyleyişle şeffaf bir hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarındandır. Ne var ki, davaya konu bedelle ilgili olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunca Kanunun verdiği genel ve soyut yetkiye dayanarak çıkarılan yönetmelik, kurul kararları ve tebliğlerinin de, Elektrik Piyasası Kanununun temel amaçları ve ilkelerinden olan, şeffaflık ve düşük maliyetli enerji temini unsurlarını taşıdığının kabulü mümkün değildir.
    Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda belirtilen ilke ve esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak, davalının kayıp-kaçak bedeli tahakkuku uygulamasının yerinde olmadığı nazara alınarak, mahkemece aldırılan raporada itiraz edildiği de dikkate alınarak, Yargıtay denetimine açık ve bilimsel verilere uygun şekilde konusunda uzman elektrik bilirkişisinden alınacak rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; aksi gerekçelerle, davanın reddine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi