14. Hukuk Dairesi 2019/4017 E. , 2020/2077 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09/09/2008 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine dair verilen 25/01/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; davacının bahçesinin hemen yakınında köy çeşmesinin bulunduğunu, bu çeşmeden akan sudan faydalanmasının davalı tarafından engellendiğini, davalı tarafın suya müdahalesinin menine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Yaşar Güven vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece ilk olarak davanın kabulüne dair verilen karar, hükmün davalı ... tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesince 29.11.2012 tarih ve 2012/20309 Esas, 2012/24628 Karar sayılı ilamında “..mahkemece; suların en az olduğu dönemde uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılarak, davacının yararlandığı başka suyun bulunup bulunmadığı araştırılarak, tarafların kadim ve öncelik hakları ihlal edilmemek üzere, tarafların suya ihtiyaç oranları tespit edilerek, davacının ihtiyacı oranında su rejimi kurulması gerekirken, davacının suya ihtiyaç oranı tespit edilmeden ve dava dilekçesinde haftada iki saat sudan faydalanmasının yeterli olacağını belirten davacının talebi de aşılmak suretiyle günde 12 saat davacının taşınmazına su akışının sağlanması şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, Dairemizce 11.09.2017 tarih ve 2015/4387 Esas, 2017/4947 Karar sayılı ilamında “...Davacı lehine olacak şekilde dava konusu suyun haftada 2 saat süreyle davacı taşınmazına akışına katlanılmasına dair hüküm kurulmuş ise de suyun hangi gün ve saatler arasında davacı taşınmazına akacağına dair infaza elverişli su rejimi kurulmaması ve mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de kendisini vekille temsil ettiren davalı ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, ayrıca yargılama giderlerinin oranlanarak bir kısmının davacı üzerinde de bırakılması gerekirken tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle kararın 2. kez bozulmasına karar verilmiştir.
Bu kez Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine dair karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 4. maddesinde sulh hukuk mahkemelerinin görevi belirlenmiş, 1086 sayılı HUMK’nun 8. maddesinin 1. fıkrasındaki mamelek hukukundan kaynaklanan değer ve miktara ilişkin hükümler 4. maddede yer almamıştır.
Ne var ki, 6100 sayılı HMK’nın geçici 1. maddesi hükmüne göre bu kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümler uygulanmaz. Eldeki dava da 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce 09.09.2008 tarihinde açıldığından mahkemenin görevli olup olmadığı 1086 sayılı HUMK’a göre değerlendirilmelidir.
Somut olayda; dava 09.09.2008 tarihinde 2.000,00TL değer gösterilerek sulh hukuk mahkemesinde açılmıştır. Dava tarihi olan 09.09.2008 itibariyle görev hususu 1086 sayılı yasa hükümlerine tabidir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 1. maddesi gereğince bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanamayacağı açık olarak belirtilmiştir. Mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu geçici 1. maddesi hükmüne aykırı olarak görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.