15. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11569 Karar No: 2021/460 Karar Tarihi: 20.01.2021
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2019/11569 Esas 2021/460 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mağdurlara ait bir iş yerinin kira bedeli olarak aldığı senetleri tam olarak ödemeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraat, görevi kötüye kullanma suçundan ise mahkumiyet cezası almıştır. Ancak, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu gerçekleşmesine rağmen yasal unsurları gerçekleşmeyen görevi kötüye kullanma suçundan da mahkumiyet hükmü verilmesi doğru değildir. Bu nedenle karar bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: CMK’nın 223/2-e, TCK’nın 257/1 ve 53, 5237 sayılı TCK'nın 155/2, 5271 sayılı CMK'nın 251/1.
15. Ceza Dairesi 2019/11569 E. , 2021/460 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma HÜKÜM : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine Görevi kötüye kullanma suçundan TCK’nın 257/1, 53 maddeleri gereğince mahkumiyetine
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm O yer Cumhuriyet savcısı, görevi kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Avukat olan sanığın, mağdurlara ait "Morfies Bar" isimli iş yerini kiralayan tanıklar ... ve ..."un kira bedeli olarak verdiği bir adet 30.000 TL meblağlı ve dört adet 12.500 TL meblağlı senetleri teslim aldığı, kefil olarak tanık ..."a imzalatacağını ve mağdurlara iade edeceğini söylediği, senetlerden birisinin vadesinin gelmesi nedeniyle tanık ..."dan 12.500 TL tahsil ettiği halde müvekkileri olan mağdurlara suç konusu parayı vermediği ve vade tarihi gelmeyen diğer dört adet senedi de mağdurlara iade etmediği bu suretle sanığın üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği somut olayda; eylemin kül halinde 5237 sayılı TCK"nın 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuna temas ettiği gözetilmeksizin, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan beraat aynı zamanda yasal unsurları gerçekleşmeyen görevi kötüye kullanma suçundan da mahkumiyet hükmü verilmesi, Kabule göre de; Sanığın yargılama konusu eyleminin, 5237 sayılı TCK’nın 257/1 maddesi kapsamında yer alan “Görevi kötüye kullanma” suçuna ilişkin olduğu, bahse konu eylem yönünden öngörülen ceza miktarının “altı aydan iki yıla kadar hapis cezası”na ilişkin olduğu anlaşılmakla; 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nın 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nın 7. ve CMK’nın 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü" yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA, 20/01/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.