8. Ceza Dairesi 2014/16474 E. , 2014/12686 K.
"İçtihat Metni"Genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçundan sanık ... ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 170/1...c maddesi uyarınca 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2010 tarihli ve 2010/90 esas, 2010/1022 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanık tarafından yapılan yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin aynı Mahkemenin 13.02.2014 tarihli ve 2010/90...1022 sayılı ek kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, sanık tarafından sunulan ... Asker Hastanesi Baştabipliğinin 26.10.2006 tarihli sağlık kurulu raporunda, sanıkta ileri derecede antisosyal kişilik bozukluğu bulunduğunun belirtilmesi karşısında, bu durumun sanığın işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama veya işlediği fiile ilişkin olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğini azaltıp azaltmadığı hususunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 311/1...e. maddesi anlamında yeni delil olarak değerlen dirilmesi gerektiği gözetilmeden talebin kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle; 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarın ca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdür lüğünün 15.04.2014 gün ve 26010 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 05.05.2014 gün ve KYB/2014...148659 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma kurumu; 5271 sayılı CMK 309/1 maddesinde de belirtildiği üzere hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümdeki hukuka aykırılıkları gidermek amacıyla kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur. Henüz kesinleşmeyen veya temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen kararlarla ilgili olarak kanun yararına bozma yoluna gidilmesi yasal olarak mümkün değildir.
İncelemeye konu olayda; hükümlünün mahkumiyetine konu, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 15.12.2010 tarih, 2010/90 esas 2010/1022 karar nolu kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06.09.2013 tarih, 2012/19215 esas 2013/21638 karar nolu ilamı ile düzeltilerek onanması suretiyle kesinleşmesinin ardından, hükümlü tarafından 30.01.2014 tarihinde sunulan yargılamanın yenilenmesi istemli dilekçe ile ilgili olarak, mahkemece13.02.2014 tarihli ek karar ile hükümlünün talebinin reddine karar verildiği, bu karara Cumhuriyet Savcısının itiraz etmesi üzerine mahkemece 21.02.2014 tarihinde itirazın kabul edildiği ve itirazın kabulü kararının gereği yapıl madan, 13.02.2014 tarihli kararla ilgili olarak kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK.nun 319/3 maddesi uyarınca yargılamanın yenilenmesi talepleri ile ilgili verilen kararlar itiraza tabi olup, CMK.nun 268. maddesinde ise itiraz usulü ve mercileri belirtilmiştir. CMK.nun 268/2. maddesi uyarınca, kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir. İncelemeye konu dosyada, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.02.2014 tarihli ek kararına Cumhu riyet Savcısı tarafından süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine mahkeme, 21.02.2014 tarihli ek kararı ile itirazı kabul etmiş ve bu şekilde 13.02.2014 tarihli ek kararını kaldırmıştır. Bu itibarla itirazın kabulü üzerine 13.02.2014 tarihli ek karar ortadan kalktığı cihetle bu karara karşı kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle; Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma iste mine dayalı, Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görül mediğinden kanun yararına bozma isteminin (REDDİNE), evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, 26.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.