Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13543
Karar No: 2014/16090
Karar Tarihi: 08.12.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/13543 Esas 2014/16090 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/13543 E.  ,  2014/16090 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dilekçesinde; davalının, görev yaptığı dava dışı TEDAŞ tarafından zorunlu olarak emekliye sevkedildiğini, bu nedenle müvekkili kurum tarafından davalıya 15.03.2003 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlandığını, bu arada davalının emeklilik işleminin iptali için İdare Mahkemesine açtığı davanın kabul edilmesi üzerine yeniden işe başladığını ileri sürerek; davalıya 15.03.2003 - 31.03.2005 tarihlerinde haksız olarak ödenen 11.686,54 TL emekli aylığının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; husumetin dava dışı TEDAŞ"a yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin davacı kurum tarafından temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle faiz talebinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın husumet yönünden reddine dair verilen hüküm davacı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizin 24.01.2012 günlü ve 2012/622 E. 1501 K. sayılı ilamıyla;
    (...Davalının görevli olduğu TEDAŞ tarafından emekliye sevk edilmesi sonucu 15.03.2003 tarihinde davacı tarafından bağlanan emekli aylığının, emeklilik işleminin iptal edildiği 31.03.2005 tarihine kadar davalıya ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda, sebepsiz zenginleşen kişinin TEDAŞ değil davalının olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü, sebepsiz zenginleşme kurumunun en önemli özelliklerinden biri olan şahsilik prensibi gereğince, kime karşı zenginleşme olduysa ona karşı talepte bulunulması gerekir.
    Davada husumet doğru kişiye yöneltildiğine göre, mahkemece; davanın esasına girilerek, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davalının zenginleştiği miktarın belirlenmesi yönünde alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; asıl alacağın davalı tarafından 11.10.2011 tarihinde ödendiği, bu nedenle konusuz kalan asıl alacak hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl alacağa davalının temerrüde düştüğü 28.03.2005 tarihinden ödeme tarihi olan 11.10.2011 tarihine kadar işlemiş faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın tüm, davalı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    Sebepsiz zenginleşmede davacının geri alma hakkının, buna karşın davalının geri verme borcunun doğması, bunların malvarlıklarının birbirinin zararına ve yararına olmak üzere karşılıklı yoksullaşma ve zenginleşmelerine bağlıdır ve bunun doğal sonucu olarak da, bu geri alma hak ve borcunun doğum anı, sebepsiz yoksullaşma ve zenginleşme olgularının gerçekleştikleri andır. O halde geri isteme hakkının kapsamı da kural olarak, anılan hak ve borcun doğdukları tarihten daha önce belirlenemez. Zira, geri alma, bu yoksullaşma ve zenginleşmenin sonucudur ve bu olgular gerçekleşmeksizin geri alma söz konusu değildir.
    Şu durumda; sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur. Edim yerine getirildiği sırada geçerli bir hukuksal nedenin bulunmasına karşın sonradan bu neden ortadan kalkmış olursa, bu durumda sebepsiz zenginleşme, nedenin ortadan kalktığı an meydana gelir.
    Somut olayda ise; davalının sebepsiz zenginleşmesinin, kendisine yapılan ödemenin dayanağı emeklilik işlemini ortadan kaldıran idare mahkemesi kararının kesinleştiği 26.05.2009 tarihinde ortaya çıktığının ve bu yeni olgu karşısında davalının iade borcu altına girdiğinin (borcun muaccel olduğunun) kabulü gerekir.
    Diğer taraftan, TBK. nun 117. (BK. nun 101.) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtariyla temerrüde düşer. Davada, borcun muaccel olduğu 26.05.2009 tarihi ile davanın açıldığı 20.11.2009 tarihi arasında davalının temerrüde düşürüldüğü iddia ve ispat edilememiştir. Bu durumda, eldeki dava ile birlikte iade borcu doğmakla, davalının dava tarihinden ödeme tarihine kadar yürütülecek yasal faizle sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca; mahkemece, asıl alacağa dava tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faizin tahsiline hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken, dava tarihinden önceki dönemle ilgili faize hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2. fıkrasının karar metninden çıkartılarak yerine “2- 11.686,54TL asıl alacağa, dava tarihi olan 20.11.2009 tarihinden ödeme tarihi olan 11.10.2011 tarihine kadar işlemiş yasal faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin yazılması suretiyle HUMK."nun 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 08.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi