19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/13970 Karar No: 2018/837
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13970 Esas 2018/837 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na aykırılık suçundan mahkumiyet hükmünü vermiştir. Temyiz isteği reddedilen kararın esasına geçildiğinde, dosyanın incelenmesi sonucunda yargıtayın kararına atıfta bulunulmuştur. Bu karara göre, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında mağdurun doğrudan eser sahipleri değil toplumu oluşturan bireyler olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla, tüzel kişiler suçtan zarar görmelerine rağmen mağdur sayılmayacaklardır ve meslek birliklerinin şikayetleri de durumu değiştirmez. Dosyanın incelenmesi sonucunda, benzer eylem nedeniyle sanığın başka bir dava dosyası olduğu ortaya çıkmış ve bu dosyanın da incelenerek birleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuş ve sanığın suçu işleme kararının icrası sırasında aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kez işleyip işlemediği ve TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmalıdır. Kararın uygulanabilir kanun maddeleri şunlardır: 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun hazırlanmasında esas alınan suç teorisi ve 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
19. Ceza Dairesi 2015/13970 E. , 2018/837 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplumu oluşturan bireyler olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre bu durumda yani suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireyler olması halinde tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; Ankara (Kapatılan) 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 10.07.2013 tarih ve 2012/64 Esas (birleştirilmesine karar verilen 2012/217 esas sayılı dosyası yönünden), 2013/141 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/15913 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın getirtilip incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.