MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/05/2014 tarih ve 2012/844-2014/280 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ile birlikte ortak olarak kurdukları dava dışı ....’deki hisselerini 15.12.2004 tarihinde yapılan protokol ile 85.000.00 USD karşılığında davalılara devrettiğini, tarafların ortak olduğu dönemde davalılar tarafından müvekkilinin şahsi hesabından çekilen paralar nedeniyle müvekkilinin 2004 yılı itibariyle toplam 180.000.00 TL alacaklı olduğu hususunda anlaşıldığını ancak davalılarca bu bedelin ödenmediğini, anılan alacağın ödenmesi için davalılardan ... tarafından verilen bononun da sahte olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin davacıya borçlarının bulunmadığını, 15.12.2004 tarihli protokol gereğince davacıya 85.000.00 USD’nin ödendiğini, bu protokolle birbirlerinden başkaca hak ve alacaklarının kalmadığının karar altına alındığını, TBK’nın 126/3 ve 147. maddesi gereğince ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki alacakları beş yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, somut davada bu sürenin 15.12.2004 tarihinde işlemeye başlaması nedeniyle zaman aşımının 15.12.2009 tarihinde dolduğunu, müvekkillerince davacının hesabından para çekildiği iddiasının kabul edilmesi durumunda da taraflar arasında bir vekalet ilişkisinin olduğu ve bu halde de beş yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, limited şirket ortaklığı süresince ortaya çıkan ve ortakların ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin TBK’nın 142. maddesi gereğince beş yıllık zaman aşımına tabi olduğu, buna göre zaman aşımının dolduğu, davacı tarafça banka hesaplarından davalılar tarafından çekilen paralara ilişkin son tahsilat tarihinin belirtilmediği, davacının şahsi banka hesabından bir çok kez davalılarca para çekildiği, davalıların davacı tarafın yeğenleri olduğu ve davalılarla arasındaki ticari ilişki gözönüne alındığında, davacının hesabından para çekilmesinden habersiz olduğunun kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğu, banka hesap ekstreleri de dikkate alındığında davalı ..."ın 14.01.2012- 24.11.2013 tarihleri arasında gerçekleştirdiği para çekimlerinden davacının bilgisi olduğu gerekçesiyle, davacının 2004 yılından önceki alacağa ilişkin taleplerin zaman aşımından reddine, 2004 yılından sonraki dönemde şahsi hesaplarından para çekilmiş olduğu iddiasıyla ilgili talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.