19. Hukuk Dairesi 2013/12681 E. , 2014/9664 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2012
NUMARASI : 2011/452-2012/399
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M. K. ile davalı vek. Av. K. E."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında 18.12.2009 tarihli çelik boru alım ihalesine ait sözleşme imzalandığını, davalının sözleşmedeki teslimatlarda gecikme yaşandığını iddia ederek üç adet gecikme cezası faturası tahakkuk ettirerek müvekkiline gönderdiğini, müvekkilince bu faturaların iade edilmesi üzerine davalının müvekkilinin hak edişlerinden faturaların bedellerini mahsup ederek tahsil ettiğini, malların teslim ve termin programlarının sözleşme ekinde yer aldığını, sözleşmenin 10.4.1 maddesinde zorunlu hallerde idarenin uygun görüşü ile teslim programında değişiklik yapılabileceğinin açıkça hükme bağlandığını, bu madde uyarınca belirlenen tarihlerin imkansız olması sebebiyle müvekkil tarafından sözleşme ekleri üzerine ihtirazi kayıt düşüldüğünü ve ihtirazi kayıtlı sözleşmenin her iki tarafça da imzalandığını, böylece bu kaydın davalıyı da bağlayıcı hale geldiğini, öte yandan davalının gecikme cezası uygulamasının da sözleşmenin 34. maddesindeki usule aykırı olduğunu, zira bu madde uyarınca davacının önceden yazılı ihtarla uyarılması gerektiğini belirterek müvekkilinden haksız bir şekilde tahsil edilen 384.019,03 USD"nin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 USD"nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı yargılama sırasında talebini ıslah ederek 384,019,03 USD"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının sözleşmenin ayrılmaz parçası sayılan zeyilnameye aykırı şekilde termin ve teslim tablolarının altına ihtirazi kayıt koymasının önemi olmadığını, davacının termin programını revize talebinin müvekkilince reddedildiğini, davacının terminde gecikme yaşamaması için davadışı firmaların müvekkiline borçlu oldukları 941,75 ton sacın davacıya teslimi için müvekkilince gerekli girişimlerde bulunulduğunu, sözleşmenin 23. maddesinde belirtilen iki durum dışında sözleşmede değişiklik yapılamayacağını, yine sözleşmenin 10.4. maddesine göre davacının termin programına uymakla yükümlü bulunduğunu, ceza tahakkukunun sözleşmeye uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı yüklenici hakkında davalı idare tarafından sözleşme hükümleri uyarınca ceza uygulanmasında ve uygulanan cezanın davacının hak edişinden kesinti yapılarak tahsilinde sözleşmeye ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen ve inkar edilmeyen 18.12.2009 tarihli sözleşmenin 34.1 maddesi “idare tarafından, bu sözleşmede belirtilen süre uzatımı halleri hariç, yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak malı veya malları süresinde teslim etmemesi halinde 10 (on) gün süreli yazılı ihtar yapılarak gecikme cezası uygulanır” şeklindedir.
Davalı yanın, davacıya göndermiş olduğu 19.01.2010 ve 26.01.2010 tarihli yazıları, anılan madde içeriğindeki ihtar mahiyetinde değildir. Mahkemece, bu yön gözetilip bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.