Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/14203
Karar No: 2015/1624
Karar Tarihi: 10.02.2015

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/14203 Esas 2015/1624 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2014/14203 E.  ,  2015/1624 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/03/2013 gün ve 2010/246-2013/75 sayılı kararı bozan Daire’nin 07/05/2014 gün ve 2014/5420-2014/8640 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
    Davacı vekili; davalı ..."in 15.08.2007 tarihli sözleşme ile 15.08.2007 tarihinden itibaren ..."nin ..."nden alacağı her türlü akaryakıt bedelini, senetli veya senetsiz borçlarını ödemediği takdirde kayıtsız şartsız banka faizleri dahil sorumlu olduğu yönünde taahhütte bulunduğunu, toplam tutarı 276.685 TL olan 5 ayrı bono ile ..."nin almış olduğu akaryakıt karşılığı müvekkiline borçlandığını, davalının taahhüt ettiği akaryakıt borcunun .... tarafından ödenmediğini, bu nedenle İcra Müdürlüğü"nün 2008/4187 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra işlemi sonucu borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığının olmadığının anlaşıldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 276,685 TL"nin bonolardaki vade tarihlerinden itibaren en yüksek reeskont banka faizi davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
    Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 10.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, taraflar arasında mevcut 15.8.2007 tarihli sözleşmeye dayalı alacak isteminden ibarettir. Uyuşmazlık, anılan tarihli ve "kefalet sözleşmesi" başlığı altında düzenlenen sözleşmenin BK"nın 110. maddesinde yer verilen "garanti sözleşmesi" niteliğinde olup olmadığında odaklanmıştır. Mahkemece söz konusu sözleşme garanti sözleşmesi olarak yorumlanmış, davalı vekilinin temyizi üzerine şahsen yer aldığım Dairemiz heyetince verilen karar ile mezkur sözleşmenin kefalet sözleşmesi vasfında bulunduğu değerlendirilmek suretiyle yerel mahkeme kararı oybirliğiyle bozulmuş, bu kez davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Bilindiği üzere, kefalet ve garanti sözleşmelerini çoğu zaman birbirinden ayırt etmek güçlük arzetmektedir. Ancak, gerek doktrin ve gerekse de uygulama ile ortaya konulmuş olan ilkelerden hareketle söylenebilir ki, kefalet sözleşmesinin temel amacı borç ilişkisinde borçlu tarafın alacaklı tarafa olan borcunu ifa etmesini sağlamaktır. Garanti sözleşmesinde ise garanti veren, verdiği teminatla garanti alanın belli bir hareket tarzına yönelmesini, belli bir girişimde bulunmasını ya da bulunmamasını amaçladığından bu amaca yönelik tehlikeleri de üstlenmektedir. İşte bu yön, her iki sözleşmeyi yekdiğerinden ayıran en önemli unsurdur.
    Dosya kapsamı uyarınca davalı ile davadışı ... arasında müteahhit-taşeron ilişkisi bulunduğu, davalının taahhüdündeki yol yapım işinin davadışı anılan taşeron şirket marifetiyle gerçekleştirilmekte olduğu, bu nedenle davalının, davacı akaryakıt şirketinden ikmal yapacak olan taşeronu ...."nin ortaya çıkacak borcunu ödememesi halinde bu ikmalin kesintiye uğramasından çekindiği, bu olumsuz sonucu önlemek, ikmalin devamını sağlamak amacıyla yukarda anılan sözleşme ile..."ın ödememesi halinde akaryakıt alımından kaynaklanacak borcu -hangi mahiyette olursa olsun- davacıya karşı ödemeyi taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Davalının söz konusu amaç ile ilgili açık ve kesin bir yararının bulunduğu kuşkusuzdur. Bu durumda, davalının asıl borçtan bağımsız olarak, garantör sıfatıyla davacıya karşı bir taahhütte bulunduğu açıktır. Hal böyle olmakla, yerel mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin bütün unsurlarıyla bir garanti sözleşmesi niteliğinde kabul edilmesinde usul ve yasaya bir aykırılık bulunmadığı kanısına varmış bulunuyorum.
    Bu nedenle, taraflar arasındaki sözleşmenin kefalet sözleşmesi niteliğinde bulunduğuna dayalı bozma kararının yerinde olmadığı, Dairemiz kararındaki bozma düşüncesine katılmış olmamın, somut olaya özgü hususlar gözden kaçırılmak suretiyle oluşan yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu, bu nedenle de davacı yan vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ve bozma kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanması görüşündeyim.
    MUHALEFET ŞERHİ

    Dosya kapsamına göre; davalı ile dava dışı .... arasında davalının üstlendiği yol yapım işiyle ilgili müteahhit-taşeron ilişkisi bulunmakta olup, yol yapım işinin sorunsuz gerçekleşmesinde müteahhit davalının menfaati olduğu ve alınan akaryakıtın da yol yapım işinde kullanılacak olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; davacının dayanağı olan 15.08.2007 tarihli davacı ve davalının imzalarını içeren sözleşmenin, bağımsız nitelik arz eden ve garanti edilen hususta garanti verenin menfaatinin bulunduğu garanti sözleşmesi niteliği taşımaktadır. Bu nedenle mahkemenin sözleşmenin niteliği konusundaki vasıflandırması doğru olduğundan, karar düzeltme isteyenin sıfatına göre, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemiz bozma ilamının kaldırılarak hükmün onanması gerektiği kanaatindeyim.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi