22. Ceza Dairesi Esas No: 2015/21651 Karar No: 2016/6305 Karar Tarihi: 20.04.2016
Hırsızlık - konuıt dokunulmazlığını bozma - mala zarar verme - Yargıtay 22. Ceza Dairesi 2015/21651 Esas 2016/6305 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından mahkumiyet hükmü verdi. Dosya temyiz edildi ve kararlar incelendi. Ceza yargılamasının doğrudan doğruyalık ilkesine uygun şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği belirtildi. Ancak istisnalarını gösteren yasal maddeler de bulunmaktadır. Suça sürüklenen çocuklar için savunma alınması durumunda, adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği araştırıldı. Sanığın mahkemede hazır bulunma hakkında değerlendirme yapıldı ve bu hak ancak ciddi nedenlerle sınırlandırılabilir denildi. CMK'nın 196/2-4 maddeleri gereği alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlarda sanığın savunması talimatla alınamayacağı ve sesli-görüntülü yöntemle de savunma alınamayacağı açıklandı. Olayda, suça sürüklenen çocukların duruşmada hazır bulundurulmaması ve savunma haklarının kısıtlanması sebebiyle hükümlerin bozulması kararına varıldı. Kanun maddeleri ise şöyle açıklandı: CMK 193/1, 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1, 204, 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h, CMK 150/3, CMK 149/3 ve CMK 196/4.
22. Ceza Dairesi 2015/21651 E. , 2016/6305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konuıt dokunulmazlığını bozma, mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri “doğrudan doğruyalık- vasıtasızlıktır.” Bu nedenle CMK 193/1. maddesinde “sanık olmaksızın yargılama olmaz” genel kuralına yer verildikten sonra istisnaları CMK 193/2, 194/2, 195, 196, 200/1 ve 204. maddelerinde gösterilmiştir. Sanığın kabulüne bağlı olarak, alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlar hariç olmak üzere istinabe yoluyla sorgu yapılabileceği, CMK 196/2. maddesinde düzenlenmiştir. Görüntülü ve sesli iletişim tekniği kullanılarak sorgu yapma imkanı ise CMK 196/4. madde hükmüne göre talimat yasağının olmadığı hallerde mümkün kılınmıştır. Suça sürüklenen çocuklara uygulanması istenen 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h maddesinin gerektirdiği cezanın alt sınırının beş yıl olduğu anlaşılan olayda hukuki sorun, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçtan dolayı, suça sürüklenen çocukların sesli ve görüntülü iletişim tekniği kullanılarak (SEGBİS) savunma alınması durumunda, savunma hakkının kısıtlanarak adil yargılama ilkesinin ihlal edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. CMK"nın genel ilkeleri ve CMK 196. maddesindeki düzenleme, Dairemizce benimsenen Y.C.G.K."nın 10.06.2008 tarih ve 9-148-169 sayılı kararı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin İçtihadları göz önünde bulundurulduğunda; duruşmada hazır bulunma hakkı adil yargılama kapsamında değerlendirilmekte olup, bu hakkın sınırlanması ancak ciddi şekilde gerekli olması halinde istisna olarak uygulanmalıdır. Bu nedenlerle kovuşturma aşamasında; 1-) Genel kural sanığın duruşmada hazır bulundurulmasıdır. Bu hak ciddi nedenlere dayalı olarak mahkeme kararı ile sınırlandırılabilir. 2-) CMK 196/2-4 maddeleri gereğince alt sınırı 5 yıl ve daha fazla hapis cezası gerektiren suçlarda sanığın savunması talimatla alınamayacağı gibi sesli ve görüntülü yöntemle de savunma alınamayacaktır. Tüm bu açıklamalar karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 142/2-h maddesinde düzenlenen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırının beş yıl olduğu anlaşılan olayda; suça sürüklenen çocukların duruşmada hazır bulundurulmayıp, bulundukları ... M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan sesli ve görüntülü bilişim sistemi vasıtası ile, kendilerine CMK 150/3. maddesi gereğince atanan müdafiileri ile CMK 149/3. maddesi gereğince bir araya gelip görüşme imkanı sağlanmaksızın CMK 196/4. maddesine aykırı olarak savunmalarının alınıp, yargılaması yapılarak mahkumiyetlerine karar verilmesi suretiyle savunma haklarının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükümlerin öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 20.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.