12. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19748 Karar No: 2017/12009 Karar Tarihi: 05.10.2017
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/19748 Esas 2017/12009 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2016/19748 E. , 2017/12009 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde borçlu icra mahkemesine verdiği dilekçede; yetkiye ve imzaya itirazla birlikte kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve takibin iptalini talep etmiş, mahkemece; imza itirazının kabulü ile takibin iptaline ve alacaklı aleyhine asıl alacak üzerinden % 40 tazminat ve % 10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir. İİK"nun 170/son maddesi hükmüne göre, icra mahkemesince, imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklı aleyhine, senede dayanan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata, alacağın % 10’u oranında para cezasına hükmedilir. Somut olayda, mahkemece, alacaklı, borçlunun imzasının sıhhatini bilebilecek durumda olmasına rağmen imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığını kontrol etmeden ve imzanın huzurda atılmasını sağlamadan senedi almış olduğu gerekçesiyle ağır kusurlu kabul edilmiş ise de; senedin alacaklı tarafından borçludan doğrudan alınmasının, kanunda öngörülen % 20 oranının aşılması için yeterli ve geçerli bir sebep olarak kabulü mümkün değildir. Mahkemece alacaklı aleyhinde % 20 orandan daha fazla bir oranda tazminata hükmedilmesi için alacaklının başkaca kusuru yada kötüniyeti olduğunun ispatı gerekir. O halde mahkemece alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi esas olarak yerinde ise de; yeterli gerekçe olmaksızın % 20"nin üzerinde % 40 oranında tazminata hükmolunması doğru değildir. Öte yandan mahkemece imzaya itirazın kabulü halinde İİK"nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi de isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.