12. Ceza Dairesi 2020/10518 E. , 2021/1707 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hâkimliği
Karar Tarihi : 04/03/2020
Taksirle yaralama suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 21/01/2020 tarihli ve 2020/573 soruşturma, 2020/1098 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Hatay 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/03/2020 tarihli ve 2020/1178 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında;
Dosya kapsamına göre, müştekinin kendi sevk ve idaresindeki motosiklet ile şüphelinin sevk ve idaresindeki aracın çarpışması sonucu meydana gelen olayda, kaza tespit tutanağına göre şüpheliye atfedilecek bir kusur bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin anılan karara karşı itirazı esnasında dosyaya ibraz ettiği uzman görüşüne göre şüphelinin asli, müştekinin tali kusurluğu olduğu anlaşılmakla, yalnızca kaza tespit tutanağında tespit edilen kusur oranı ile yetinilmeyerek gerektiğinde olay yerinde keşif yapılıp, trafik bilirkişisinden kusur oranına ilişkin rapor alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü ile soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/10/2020 gün ve 94660652-105-31-12118-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26/10/2020 gün ve 2020/93161 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekinin kendi sevk ve idaresindeki motosiklet ile olay günü saat 20:10 sıralarında, gece vakti, meskun mahalde, bölünmüş iki şeritli asfalt kaplama yolda seyir halindeyken, olay mahalline geldiğinde, sol şerit üzerinde iki aracın maddi hasarlı trafik kazası yaptıktan sonra kaza ile ilgili işlemleri yaptıkları esnada, kaza yapan sürücülere yardım etmek üzere sevk ve idaresindeki kamyoneti durdurup araçtan inen şüpheli ...’in, sol şerit üzerinde flaşörleri yanık vaziyette durmakta olan kamyonetin arka tampon kısımlarına çarparak kazaya neden olduğu, müştekinin kaza sonucu vücudunda 3.derecede kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda; aynı gün düzenlenen kaza tespit tutanağına göre, Hatay Cumhuriyet Başsavcılığınca takipsizlik kararı verildiği, müşteki tarafından takipsizlik kararına itiraz edildiği, itirazı ineleyen Hatay 2. Sulh Ceza Hakimliği Tarafından kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usule uygun olduğu kabul edilerek itirazın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmediğinden, Hatay 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 04/03/2020 tarihli ve 2020/1178 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin CMK"nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.