Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18934 Esas 2019/7228 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18934
Karar No: 2019/7228
Karar Tarihi: 13.06.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/18934 Esas 2019/7228 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/18934 E.  ,  2019/7228 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, davalı kulüple 05/07/2013 başlangıç, 05/07/2015 bitiş tarihli Sportif Direktörlük Sözleşmesi imzaladığını, sözleşme kapsamında hak kazandığı ancak ödenmeyen 45.000,00 TL ücret alacağının tahsiline yönelik başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 45.000,00 TL asıl alacak, 893,22 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 45.893,22 TL"ye ilişkin itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesi uyarınca, 4857 sayılı Kanuna göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş sözleşmesinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir.
    4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca, “sporcular” hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 23.05.1960 gün, 11-10 sayılı ve 10.05.1974 gün, 3-44 sayılı kararları uyarınca, özellikle iş hukukunda istisnaî hükmün genişletilerek değil, dar yorumlanması gerekir. İşçiler yararına düzenlenen hükümlerin, işçiler yararına yorumlanması asıldır.
    Sporla doğrudan uğraşan sporcunun 4857 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı açıktır. Ancak doğrudan aktif spor yapmayan, sporcuyu aktif spor yapması için hazırlayan antrenör ile aktif görevi daha çok direktif vermek olan ve takımı başarıya ulaştırma görevi de bulunan teknik sorumlunun sporcu sayılmaması ve 4857 sayılı Kanun kapsamında bir işçi olarak kabul edilmesi gerekir. Bu sebeple antrenör veya teknik sorumlu ile kulüpleri işveren arasındaki iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarının iş mahkemesinde görülmesi gerekir.
    Somut olayda davacı, davalı spor klübü şirketi bünyesinde teknik sorumlu olarak çalıştığı, ancak yarışma ve müsabakalara aktif sporcu olarak katılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davada dayanılan temel ilişki işçi işveren ilişkisidir. İş akdinden doğan davaların İş Mahkemelerinde görülmesi 4857 ve 5521 sayılı kanunların 1. maddesi hükümleri gereğidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınır. Mahkemece, iş mahkemesi görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ikinci bent uyarınca davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.