16. Hukuk Dairesi 2014/13226 E. , 2015/39 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ... adına kayıtlı bulunan eski 1631 parsel sayılı 3.606,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 219 ada 21 parsel numarasıyla ve 3.476,29 metrekare yüzölçümlü olarak, eski 654 parsel sayılı 2.000,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 199 ada 45 parsel numarasıyla ve 1.798,62 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı, uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazların yüzölçümlerinin eksildiği iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 28/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalar Kadastro Müdürlüğü"nce yapılan teknik işlemlerin denetlenmesini gerektiren davalar olup, bu teknik belgeler Kadastro Müdürlüğü"nde mevcut olan ve mahkemece de tarafların ileri sürüp sürmemelerine bakılmaksızın dosya içerisine getirtilmesi zorunlu olan belgelerdir. Davacı, dava dilekçesinde yenileme çalışmalarında yanlışlık yapıldığını iddia ederek, dava sebep ve delillerini de belirtmiştir. Bu halde ihtilafın niteliğine göre, davada 3402 sayılı Yasa"nın 28/2. maddesinin uygulama olanağının bulunmadığının kabulü zorunludur. Mahkemece, bu husus göz ardı edilerek davacının ilk duruşma oturumuna kadar dava sebep ve delillerini bildirmediği gerekçesiyle anılan madde uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetli değildir. Diğer taraftan bu davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazı aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır. Davacı, kendisine ait eski 654, yeni 199 ada 45 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin komşu eski 638 parsel, yeni 189 ada 53 ve eski 660, yeni 199 ada 51 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığını, kendisine ait eski 1631, yeni 219 ada 21 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümündeki eksilmenin ise komşu eski 421 parsel, yeni 219 ada 20 parsel sayılı taşınmazdan kaynaklandığını belirttiğine göre, bu parsellere ait tutanaklar davalı hale getirilerek dosya içerisine konulmalı, bahsi geçen komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesi için davacıya süre ve imkan verilmelidir. Bu şekilde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 124. maddesi uyarınca yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra, davanın esasına girilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının temyiz edene iadesine, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.