15. Ceza Dairesi 2018/3091 E. , 2018/3118 K.
"İçtihat Metni"Bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, erişilmez kılma, sisteme veri yerleştirme ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.05.2017 tarihli ve 2017/28118 soruşturma, 2017/43513 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06.10.2017 tarihli ve 2017/2827 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 14.03.2018 gün ve 94660652-105-34-13204-2017 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.03.2018 gün ve 2017/22407 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, şüpheli ... hakkında ""... olarak görev yaptığı "...Kongre Organizasyon Turizm Ltd. Şti." isimli şirketin tüm hisselerini 31/03/2016 tarihinde ...Noterliğinde şikayetçi ..."e devrettiği, bu hisseler devralındıktan sonra şüphelinin mazeretsiz ve bildirimsiz olarak üst üste işe gelmemesi nedeniyle iş akdinin fesh edildiği; yapılan araştırmalarda, şüphelinin iş akdinin fesh edilmesinden önce "..." isimli şirkette çalıştığı sırada, anılan şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren ""... Danışmanlık Tic. Ltd. Şti."" isimli şirketi kurduğunun tespit edildiği, şüphelinin şikâyetçi şirkette çalışmaya devam ettiği dönemlerde; 2015 yılı ...Tatili"ni şirket hesabından ödediği, 2017 yılı Yılbaşı için yaptığı ...Tatili"ni şirket hesabından ödemeyi planladığı, işyerinden ayrılmadan önce şikâyetçi şirkete ait, şirket müşterileri ile düzenlediği yazışma, sözleşme ve organizasyon çalışmalarını alarak beraberinde götürdüğü; şikayetçi şirketin faaliyetinden elde edilen ve ... Şubesi"nde bulunan 10.700-TL ve 755-TL paranın çekilerek tarafından kullanıldığı, ayrıca toplamda şirkete ait 555.110- TL"nin uhdesinde bulunup iade edilmediği, şirketteki görevine son verildikten sonra da şirket eski çalışanı ... hesabına 8.263,49-TL havalenin yapıldığı, ...Derneği ...Şubesi"ne 15,000-TL bağış yapıldığı; ... Simit Sarayı isimli iş yerine 2.000-TL ödeme yapıldığı, şirket faaliyeti kapsamında gerçekleştirilen bazı organizasyonların hizmet bedeli olarak ödenen bazı paraların kişisel şahsî hesabına geçirildiği, "..." olarak görev yaptığı şirket ile aynı faaliyet kolunda yeni bir şirket kurarak Türk Ticaret Kanunu hükümleri anlamında haksız rekabet oluşturacak bazı eylemlerde bulunduğu ..." iddiaları üzerine başlatılan soruşturma neticesinde,
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, "... her ne kadar şüpheli ..."in toplamda 555.000-TL düzeyinde bir şirket parasını uhdesine geçirdiği, iade etmediği iddia edilmiş olsa da Hukuk Usulü Kanunu"nda öngörüldüğü üzere belirli bir meblağın üzerinde paranın şüpheli tarafından yedine geçirildiğine ilişkin herhangi bir yazılı belgenin ibraz edilemediği, şüphelinin çalışması sırasındaki tüm ve işlemlere ilişkin yazılı ibraname sözleşmesinin bulunduğu, şüphelinin daha önce üst düzey yönetici olarak çalıştığı şirkette çalışırken kurduğu başka bir şirket ile benzeri faaliyetleri yapıp bu durumun ""Haksız Rekabet"" oluşturduğu iddialarının hukukî nitelikte olduğu bu durumun tespiti ve bu durumdan kaynaklanan maddî manevî zarar veya kayıplar için şikâyetçinin hukukî yollara başvurabileceği ..." gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin yetkilerini kötüye kullanarak müşteki firmayı zarara uğrattığı iddialarına ilişkin olarak, müşteki firma ile şüphelinin kurduğu belirtilen "... Eğitim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti."" isimli firmaya ait ticaret sicil kayıtları ile her iki firmanın ticari defter ve muhasebe kayıtları ve ihtilaf konusunu teşkil eden tüm belgelerin temini ile eğer hukuk mahkemelerinde dava açılmış ise buna ilişkin belgelerin de getirtilmesini müteakip, soruşturma dosyasının alanında uzman bilirkişi heyetine tevdii edilmek suretiyle atılı suçların oluşup oluşmadığına ilişkin rapor tanzim edilmesi amacıyla soruşturmanın genişletilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dosya kapsamında yer alan iş sözleşmesinin sona erdirilmesi hakkındaki sözleşmenin “Sorumluluk” başlıklı 4. maddesinde, devir bedeli, şirketin geçmişteki tüm alacak, borç ve muhtemel devir tarihi ile sonrasında oluşabilecek muhtemel riskleri göz önüne alınarak hesap edildiğinden, devreden ...’in şirketin geçmiş borçlarından sorumlu tutulmayacağı ve şüpheli ...’in... sıfatıyla şirketi yönetirken yapmış olduğu işlemlerden dolayı her iki tarafça hiçbir koşul ileri sürülmeden ibra edildiğinin hüküm altına alınması yanı sıra şüphelinin daha önce üst düzey yönetici olarak çalıştığı şirkette çalışırken kurduğu başka bir şirket ile benzeri faaliyetleri yapması nedeniyle ""Haksız Rekabet"" oluşturduğu iddialarının hukuki ihtilaf niteliğinde olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 06.10.2017 tarih ve 2017/2827 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.