11. Hukuk Dairesi 2014/12215 E. , 2015/1603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/04/2012 gün ve 2008/89-2012/118 sayılı kararı bozan Daire’nin 10.02.2014 gün ve 2012/18223-2014/7078 sayılı kararı aleyhinde davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 20/01/2000 tarihinde yaptıkları sözleşme ile davalının ürettiği malların yurt dışı ve yurt içi pazarlanması ve pazar araştırması faaliyetlerini yürüttüklerini, sözleşmenin 8. ve 9. maddelerinde davalı tarafından gerçekleştirilen KDV"siz satış bedellerinden tahsil edilen tutar üzerinden %14 komisyonun davalı tarafından ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu uygulamanın 26/04/2007 tarihine kadar her ayın sonunda davalı tarafından müşterilere yapılan satışları ve ödenecek komisyon tutarını gösteren hesap döküm cetvellerinin gönderildiğini, müvekkilinin buna göre fatura düzenlediğini, davalının da ödeme yaptığını, bu suretle alacaklarını tahsil ettiklerini, ancak davalı tarafın 26/04/2007 tarihinden önceki bir kaç aylık dönemde hesap döküm cetveli göndermesine rağmen satış bedellerinden ödenecek komisyonu ödemediğini, bu tarihten sonra ise hesap döküm cetvellerini göndermediğini, 15/09/2007 tarihinde ise, davacı şirket ortaklarından .... "ye aralarındaki iş ilişkisini 03/09/2007 tarihinde sonlandırdıklarını beyan ettiğini, ayrıca 10/10/2007 tarihli noter ihtarnamesi ile aralarındaki ticari ilişkinin 03/09/2007 tarihinde sona erdiğinin bildirdiğini, davalı ile sulh görüşmeleri başlatıldığını, bu görüşmeler sonucunda davalının 26/04/2007 tarihindeki davacı alacağını ödemeyi kabul edip, 28/11/2007 tarihinde kısmi sulh sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşme gereğince 26/04/2007 tarihine kadar olan borcunu davalının davacıya ödediğini, ancak sulh sözleşmesinde, sözleşmenin feshi nedeni ile diğer alacak ve tazminat haklarının saklı tutulduğunu, davalı ile yapılan 20/01/2000 tarihli sözleşme gereğince karşılıklı güvene dayalı olarak davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini fesih tarihine kadar titizlikle ifa ettiğini, gerek yurt içi gerekse yurt dışında davalı müşterileri nezdinde yoğun ve başarılı çalışmalar yürüttüğünü, davalının ürün satışlarının en az 5 kat arttığını, davalının sözleşmeyi dürüstlük kurallarına aykırı şekilde tek taraflı feshettiğini, sözleşmenin süresiz sözleşmelerden olması nedeni ile ancak makul bir ihbar süresi tanınarak feshedilebileceğini,
sözleşmenin 8. maddesi gereğince 26/04/2007 tarihinden 03/09/2007 tarihine kadar ve bu tarihten itibaren davacıya tanınması gereken 6 aylık makul ihbar süresi sonuna kadar 10 aylık dönemde ödemesi gereken komisyon tutarının ödenmesi için davalıya 05/02/2008 tarihli noter ihtarı gönderildiğini, davalı tarafın 2000 yılında yapılan sözleşmeyi feshi nedeni ile 26/04/2007-03/09/2009 arası dönemde yapılan satışlar üzerinden %14 komisyon ödeme yükümlülüğü bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 25.000 TL komisyon alacağının ve 6 aylık makul fesih ihbar süresine uyulmadığından ihbar süresi zarfında ödenmesi gereken komisyon alacağından şimdilik 25.000 TL"nin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, asıl davanın reddini talep etmiş, karşı dava ile davacı şirketin taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmediğinden müvekkilinin pazar kaybına uğradığını ileri sürerek 25.000 TL maddi tazminat ile davalı şirketin prestij kaybı dolayısı ile 25.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, asıl, birleşen ve karşı davaların reddine ilişkin verilen karar taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce davacı-karşı davalı yararına bozulmuştur.
Bu kez, davalı-karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK"nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 10.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.