MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Her ne kadar tebliğnamede sanık ... bakımından yasal süreyi kaçırdığından bahisle süre bakımından red kararı verilmesi talep edilmiş ise de, yokluğunda verilen kararın sanığa 10/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın ise kararı 15/03/2016 tarihinde süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.
I-Sanıklar hakkında “mala zarar verme” suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
Sanıkların aşamalarda değişmeyen inkara yönelik savunmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, yüklenen suçu işlediğine ilişkin kolluk tarafından görüntülerdeki kişilerin sanıklar olduğu tespiti yapılan kamera görüntüleri bulunduğu, söz konusu görüntüler üzerinde yapılan kriminal incelemede faillerin sanıklar olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği, söz konusu emniye tutanakları dışında her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı ve yeterli bir delil elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verildiği, bu suça ilişkin kararın kesin nitelikte olduğu ve bu hukuka aykırılığın ancak kanun yararına bozma yoluyla giderilmesinin mümkün bulunduğu belirlenmekle yapılan incelemede:
Doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14/04/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3.000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından, bu suç bakımından sanıkların temyiz isteminin CMUK"nın 317. maddesi gereğince tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanıklar hakkında “hırsızlık” ve “iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme” suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesi neticesinde;
Sanıkların aşamalarda değişmeyen inkara yönelik savunmaları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, yüklenen suçları işlediklerine ilişkin kolluk tarafından görüntülerdeki kişilerin sanıklar olduğu tespiti yapılan kamera görüntüleri bulunduğu, söz konusu görüntüler üzerinde yapılan kriminal incelemede faillerin sanıklar olup olmadığının tespit edilemediğinin bildirildiği, söz konusu emniyet tutanakları dışında her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı ve yeterli bir delil
elde edilemediği gözetilmeden hukukunun evrensel olarak kabul edilen ""şüpheden sanık yararlanır"" ilkesi gereğince yüklenen suçlardan sanıkların beraatleri yerine yetersiz gerekçeyle mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 09/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.