15. Ceza Dairesi Esas No: 2018/3095 Karar No: 2018/3110 Karar Tarihi: 07.05.2018
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/3095 Esas 2018/3110 Karar Sayılı İlamı
15. Ceza Dairesi 2018/3095 E. , 2018/3110 K.
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler Anka Hukuk Bürosu yetkilileri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 18.10.2017 tarihli ve 2017/167291 soruşturma, 2017/89542 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01.12.2017 tarihli ve 2017/5877 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 06.03.2018 gün ve 94660652-105-34-1219-2018 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.03.2018 gün ve 2018/22387 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, Somut olayda müştekinin Anka Hukuk Bürosundan 1 yıla yakın bir süredir borcunu öde diye mesaj geldiğini belirterek şikâyetçi olması üzerine herhangi bir soruşturma yapılmadan, tarafların arasındaki uyuşmazlığın hukukî bir ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle dolandırıcılık suçunun somut olayda oluşmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, mesaj gelen ve gönderilen numaraların HTS kayıtlarının alınması, şüphelilerin belirlenmesi, ne kadar sıklıkla mesaj geldiğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, şüphelilerin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu açısından hukukî durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Kanun yararına bozma talebinin şüphelilerin hukuki durumlarının TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu çerçevesinde değerlendirilmesi yönünde olması ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi ile 27.01.2017 gün ve 29961 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararına göre, kanun yararına bozma istemini inceleme görevinin Yargıtay’ın 18. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşıldığından, dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın görevli daireye TEVDİİNE, 07.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.