8. Hukuk Dairesi 2013/1195 E. , 2014/6890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/06/2012
NUMARASI : 2006/234-2012/105
R.. Ç.. ile H.. H.., E.. Ç.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 21.06.2012 gün ve 234/105 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı H.. H.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili miras yoluyla intikal, taksim ve 60 seneyi aşkın kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle 39 ada 8 parsel ve 159 ada 214 parsel sayılı taşınmazların H.. H.. üzerindeki tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı H.. H.. vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile 159 ada 214 parsel sayılı taşınmaz ile 39 ada parsel sayılı taşınmazın 20.06.2012 tarihli fen bilirkişi raparuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen kısımlarının H.. H.. adına olan tapularının iptali ile kanuni miras hisseleri olan 1/4 oranında L.. M.. Ç.. mirasçıları adlarına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı H.. H.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın kabulüne ilişkin önceki hüküm davalı H.. H.. temsilcisinin temyizi üzerine Dairenin 14.9.2006 tarih ve 4636 Esas, 5373 Karar sayılı ilamıyla özet olarak ".....Dava konusu 39 ada 8 parselin tapu kaydı dosya arasında bulunmamaktadır. Tapu Sicil Müdürlüğü"nün 10.02.1993 günlü karşılık yazısında parsel hakkında Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1980/290 Esasına kayıtlı dava dosyasının bulunduğu bildirilmiş, esas numarası bildirilen dava dosyası istenilmiş ise de, mahkemece bu yön yerine getirilmemiştir. 39 ada parselin tapu kaydı ve esas numarası anılan dava dosyasının getirtilip bu dosya arasına konulması, bu belgelerin uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması gerekmektedir......159 ada parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davanın kabulüne ilişkin önceki hükümde dava koşulunun yerine getirilmesi, dava konusu taşınmazın H.. H.. adına belirtme sebebi üzerinde durulması ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi hükmü gözönünde tutularak davacının miras bırakanı ve diğer mirasçılar bakımından araştırma yapılması gereğine işaret edilmiştir. Davada herhangi bir belgeye dayanılmamıştır.
Miras bırakan Müfüt’ün 1975 yılında öldüğü mirasçılık belgesinden anlaşıldığına, bu yer taksimle davacıya isabet ettiğine göre, 26.07.1972 tarihinden sonra miras bırakan ile tüm mirasçılar adına aynı çalışma alanında kazanabilecekleri miktar suluda 40, kuruda 100 dönümü geçemez. Diğer yönden taksim tarihinden dava tarihine kadar da, kazanmayı sağlayan süre geçmemiştir. Bu durumda muris ve mirasçıların aynı çalışma alanında kazanabilecekleri miktar 100 dönümü geçemez. Dava konusu parselin tapu kaydına göre yüzölçümü 199008 m2 olup, bu parselin yarısının tapu kaydının iptal ve tesciline karar verilmiştir. Dava konusu 39 ada parselle birlikte tescil edilen miktar Kadastro Kanunu"nun 14. maddesindeki limitleri aşmaktadır. Yukarıda belirtilen hususlar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, Kadastro Kanunu"nun 14. maddesi uyarınca kazanılacak miktarların gözönünde tutulması gerekir ise, davacılara seçimlik hakkının hatırlatılmak suretiyle kazandıkları yerlerin belirlenmesi, krokisine işaret edilmesi, ondan sonra iptal ve tescile karar verilmesi gerekmektedir. Eksik incelemeye dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozma nedenidir......" gereğine işaretle bozulmuştur.
Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bilindiği üzere bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı gereğince Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1980/290 Esasına kayıtlı dava dosyasının gönderilmesi için Yazı İşleri Müdürlüğü"ne 08.02.2007 ve 18.09.2008 tarihlerinde müzekkereler yazılmış, cevap verilmemesi üzerine 06.03.2009 tarihli müzekkere ile tekid edilmiştir. Ancak yine de Yazı İşleri Müdürlüğü"nce cevap verildiğine ilişkin dosya arasında herhangi bir yazı cevabı bulunmadığı gibi ilgili dosya da dosya arasında değildir. Tapu Sicil Müdürlüğü"nün 22.09.2008 tarihli karşılık yazıları ekinde gönderilen dava konusu 39 ada parselin tapu kaydının incelenmesi neticesinde malik hanesinin boş olduğu ve beyanlar hanesinde "Mülkiyeti Tapu İptali ve Tescil Davası yönünden Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 980/290 Esas sayılı dosyası ile davalıdır" şeklinde şerh bulunduğu belirlenmiştir. 13.09.2011 tarihli duruşma zaptında "yapılan kalem yoklamasında Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/80 Esas sayılı dosyanın halen kesinleşmemiş olduğu görüldü" yazmaktadır. Mahkemece, takip eden dört celse boyunca Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/80 Esas sayılı dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verildiği halde 12.04.2012 tarihli yargılamadan sonra ilgili dosyanın akıbeti hakkında mahkemece, herhangi bir tespit yapılmadığı gibi dosya içerisinde kesinleşme şerhli kararın veya dosyanın bulunmadığı belirlenmiştir. Kaldı ki 2005/80 Esas sayılı dosyanın önceki bozma ilamında ve tapu kaydında bahsi geçen 1980/290 Esas sayılı dosya ile aynı dosya olup olmadığı da tespit edilememiştir. Zira mahkemenin gerekçeli kararında da bu hususta herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Anılan dava dosyasının uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması gerekmektedir.
Bunun yanında 159 ada parsel sayılı taşınmaza ilişkin önceki bozma ilamında işaret edildiği şekilde bozma ilamından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14.madde hükmü gözönünde tutularak davacının miras bırakanı ile diğer mirasçılar bakımından miktar araştırması yapılmadığı belirlenmiştir.
Hal böyle olunca Mahkemece yapılacak iş; Mucur Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 1980/290 Esas sayılı dosyasının bulunduğu yerden celp edilerek dosya arasına alınması ve uyuşmazlığın çözümünde gözönünde tutulması, dava konusu 39 ada parsel sayılı taşınmaza ilişkin güncel tapu kayıtlarının dosya arasına celp edilmesi, ayrıca 3402 sayılı
Kadastro Kanunu"nun 14.madde hükmü gözönünde tutularak davacının miras bırakanı ile diğer mirasçılar bakımından miktar araştırması yapılması, belgesizden edindikleri taşınmazların olup olmadığının Kadastro ve Tapu Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davalarının bulunup bulunmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşler Müdürlüğü"nden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait tapu kayıtları ile kadastro tutanaklarının Tapu Müdürlüğü"nden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ait dosyaların ise ait olduğu Mahkemelerinden getirtilerek dosyaya eklenmesi 3402 sayılı KK"nun 14. maddesindeki sınırlamalar yönünden gözönünde tutulması, 3402 sayılı KK"nun 4/1. fıkrasına göre, belediye sınırları içinde bulunan mahallelerin her birinin ayrı kadastro çalışma alanı olduklarının düşünülmesi, miktar sınırlamalarının buna göre değerlendirilmesi ondan sonra toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir hüküm kurmaktan ibarettir. Eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Davalı H.. H.. vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 11.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.