20. Hukuk Dairesi 2016/7943 E. , 2016/8518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada ... 2. Asliye Hukuk ve ... 7. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı arsa sahibine isabet eden daireyi satış vaadi sözleşmesi ile satın alan davacıya vaad edilen zamanda eksiksiz olarak teslim edilmediği iddiasıyla taşınmazdaki eksiklikler nedeniyle alacak istemine ilişkindir.
Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satılan konut nitelikli bağımsız bölümden kaynaklandığı, satmayı vaadeden şirketin müteahhit firma olarak ticari ve mesleki faaliyetleri kapsamında tüketici konumundaki davacıya konut amaçlı taşınmaz mal sattığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur.
Tüketici Mahkemesi ise, davalı ..."ın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tarifi yapılan bir satıcı olmadığı, arsa sahibi olduğu bu durumda da bu kişi hakkındaki davada tüketici mahkemesinin görevli olmadığı, satıcı şirket ile birlikte müteselsil sorumlu olduğu yönünde iddiaların olmasının bu durumu değiştirmeyeceği kanaatine varılarak bu kişi bakımından görevsizlik kararı verilmiş davalı şirket bakımından ise tefrik ile dosyanın başka bir esasa kaydına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında, davacı vekili müvekkilinin ... İli, ... İlçesi, ... Mah. 2214 ada 9 parsel adresli ... kompleksinde yer alan bağımsız bölümde J Blok 12 nolu daireye davalı ..." dan hukuki ve maddi ayıptan ari olarak teslim edilmek şartıyla satın aldığını, satışa konu dairenin satış tarihinde henüz inşaat aşamasında bulunması nedeniyle satıcı ... adına inşaatın tamamlanması için davalı ..."ın kızının ve damadının yetkilisi olduğu ... İnşaat arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalıların taşınmazı eksiksiz olarak 30/06/2012 tarihinde teslim edeceklerini taahhüt etmelerine rağmen teslim edilmediğini ileri sürerek taşınmazdaki eksiklikler nedeniyle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-TL alacağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yüklenici hakkında açılan dava tüketici mahkemesince tefrik edilmiştir.
Dava tarihinde olan 30/04/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti
ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmettışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda, yüklenici ... İnş.Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki dava tefrik edildiğine göre eldeki davada davalı arsa maliki olan ... olup davalının 4077 sayılı Kanunda belirtilen “Satıcı” tanımına girmeyip "Gerçek kişi" konumunda olduğundan uyuşmazlığın malvarlığı haklarına ilişkin bulunduğu dikkate alınarak 6100 sayılı HMK"nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 06/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.