18. Hukuk Dairesi 2014/4940 E. , 2014/11481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hatay 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/03/2013
NUMARASI : 2012/126-2013/87
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Kamulaştırma Yasasının 4650 sayılı Yasayla değişik 11.maddesinin birinci fıkrasının arazilere ilişkin (f) bendinde taşınmaz malın kamulaştırma (dava) tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden değerinin belirleneceği öngörülmektedir. Bu yöntemle taşınmazın değerinin saptanmasında münavebeye alınacak ürünler ve uygulanacak kapitalizasyon faizi yönünden sulu ya da kuru tarım arazisi niteliğinde olup olmaması önem taşır. Mahallinde yapılan keşif sırasında bu yönde herhangi bir tespit yapılmamış, bilirkişi raporunda sulu arazilerde uygulanan ürün münavebesi esas alınarak değer biçilmiştir. Bilirkişi raporunda belirtilen sulamanın taşınmazın tamamında ve her mevsim için fiilen yeterli olup olmadığı, dereden sulanıyorsa bu suyun kendi doğal akışı ile mi yoksa özel bir pompalama ya da başka bir sistemle mi taşınmaza ulaştığı, yapılan sulamanın başkasının taşınmazındaki bir kuyudan yapılıyor olması durumunda bu sulamanın daimi ve geçerli kabul edilebilmesi için kaynak üzerinde dava konusu taşınmaz lehine bir mükellefiyet kurulmuş olması gerektiğinden bu hususun varlığı ve suyun yeterliliği vb. gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılarak belirlenmeden, pompajla sulama varsa bunun için yapılacak giderlerin de üretim masraflarına ilave edilmesi gerektiği düşünülmeden düzenlenen bilirkişi kurulu raporuna dayalı hüküm kurulması,
2-Kabule göre de ;
Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarında iklim koşulları, arazinin topografik yapısı ve bölgesindeki konumu (büyük yerleşim yerlerine uzaklığı vb) gözönünde tutulduğunda, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerle benzer nitelikte olan, ülkemizin değişik yörelerindeki (değeri önemli şekilde etkileyen kanıtlanmış, farklı ve özel bir faktör bulunması hali hariç) sulu tarım arazilerinin değerlendirilmesinde kapitalizasyon faiz oranı %5 olarak alınmaktadır.
Hal böyle iken bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın değerinin belirlenmesinde kapitalizasyon faizi oranının %5 yerine %6 olarak kabulü,
3-Kamulaştırma bedeli hesaplanırken toplam zemin bedeli üzerinden irtifak değeri hesaplanıp, bulunan irtifak değerine zarar gören ağaç veya yapı varsa bunların bedelinin ayrıca eklenmesi gerekirken, zarar görüp görmediği araştırılmaksızın taşınmazda bulunduğu iddia edilen kuyu bedelinin dava konusu taşınmazın toplam bedeline ilave edildikten sonra toplam bedel üzerinden irtifak bedelini hesaplayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması,
4-Dava konusu taşınmazda daimi irtifak hakkının davacı adına tescili ile yetinilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde irtifak hakkının ağaç dikmemek, bina vs. sabit tesis yapılmamak koşuluyla tesciline karar verilmesi,
5-Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele koyma kararıyla hükmedilen bedel mahsup edildikten sonra bakiye bedel için dava tarihinden itibaren 4 aylık sürenin dolduğu tarih olan 06.7.2012 tarihinden itibaren karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken tarih belirtmeksizin varsa işlemiş faiziyle birlikte ödenmesine şeklinde hüküm kurulması,
Doğru görülmemiştir.
Mahkemece yukarıda sözü edilen bozma sebepleri doğrultusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı, bu raporun bozmaya uygunluğu da denetlendikten sonra hasıl olacak sonuç doğrultusunda karar verilmelidir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.