Esas No: 2020/7191
Karar No: 2022/2324
Karar Tarihi: 15.02.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/7191 Esas 2022/2324 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2010 yılında sahte fatura düzenleme suçundan mahkum edilmiş ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun sahte fatura düzenleme suçunda faturaların sadece unsurlarının incelenmesi yeterli olduğunu belirten kararı doğrultusunda sanığın temyizi reddedilmiştir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
Diğer yandan, sanık 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan beraat etmiştir. Ancak katılan vekilinin temyiz başvurusu sonucunda 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan sanığa mahkumiyet hükmü verilmiştir. Suç tarihlerinin en son matrahlı beyanname tarihleri dikkate alınarak yapılan incelemede, sanığa yüklenen suçlarda olağan dava zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle, kararın bozulması ve davaların düşürülmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesi
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 217. maddesi
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53., 66/1-e ve 67/4. maddesi
- 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi
- 1412 sayılı Ceza Muhak
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜMLER : Beraat, mahkumiyet
A) Sanık ... hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK'nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığından 5271 sayılı CMK'nin 217. maddesi uyarınca duruşmadan edindiği kanaate göre delilleri değerlendirip “2010 yılında sahte fatura düzenleme” suçunun sübutu yönünden vicdani kanıya ulaşan Mahkemenin takdir ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin, sanık ... hakkında 2008 ve 2009 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesi:
2008 ve 2009 takvim yıllarında en son Aralık ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle suç tarihlerinin en aleyhe yorumla sırasıyla "31.12.2008 ve 31.12.2009; 2010 takvim yılında en son Şubat ayında matrahlı beyanname verilmesi nedeniyle suç tarihinin en aleyhe kabulle "28.02.2010" olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanık ...'a yüklenen “2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen olağan dava zamanaşımının, kesen son sebep olan sanığın sorgusunun yapıldığı 20.11.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve sanık ...'a yüklenen "2008 takvim yılında yılında sahte fatura düzenleme” suçunun, sanık ...'e yüklenen "2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme" suçlarının Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık ... ile katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağan ve olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 15.02.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.