Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2015/10246 Esas 2016/6407 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : TCK’nın 85/1, 62, 50/4-1a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sanığın kusuru olmadığına, eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine ancak;
1-Sanığın işletmecisi ve cankurtaranı olarak görev yaptığı plajda, plajın çok kalabalık olduğu olay günü, ölen ... ve ..."ın birlikte denize girmeye karar vererek ailelerinden habersiz olarak plaja gittikleri, yanlarında götürdükleri makarna diye tabir edilen suda batmayan yüzme aracı ile yüzmeye başladıkları, denizde bulunan dubalara doğru giderken ...."ın makarnasının elinden kaçması sonucu batmaya başladığı ve ..."i tutmaya çalıştığı ancak tutamadığı, bu sırada panikleyen ... kendi makarnasını elinden kaçırarak kıyıya doğru yüzmeye çalıştığı fakat batmaya başladığı, bu sırada ..."in boğulma tehlikesi geçirdiğini görenlerin yardım ederek çocuğu kurtardıkları, sanığın ... ile birlikte hastaneye gittiği, yaklaşık yarım saat sonra yüzenler tarafından ölen ..."ın denizde boğulmuş olarak cesedinin bulunduğu olayda; sanık hakkında taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin yaralanmasına sebebiyet vermekten TCK"nın 85/2. maddesi uyarınca yargılama yapılarak delilleri değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemelerine ait olduğu gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de sanık hakkında tayin olunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında hapis cezasının 605 gün yerine 600 gün olarak hesaplanıp, sonuç adli para cezasının 12.100 TL yerine 12.000 TL olarak eksik tayini,









Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.