19. Hukuk Dairesi 2014/3510 E. , 2014/9616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 06.03.2011 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının LPG alımında özellikle 2011 yılı Temmuz ayından itibaren azalma görüldüğünü, davalının iş yerinde 17.11.2011 tarihinde İmamoğlu Sulh hukuk Mahkemesince 2011/8 D.İş sy. Dosyası üzerinden yapılan tespitte aynı zamanda başka bir dağıtım şirketi olan ... ...nin tüplerini satışa arz ettiğinin tespit edildiğini, bunun üzerine sözleşmenin 3/a ve 4/a maddelerine aykırılık nedeniyle sözleşmenin 26. Maddesinde düzenlenen derhal fesih hakkı kullanılarak müvekkili şirket tarafından 18.11.2011 tarihinde ... 27. Noterliğince keşide edilen ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmeye aykırı eylemleri nedeniyle sözleşmenin feshine neden olan davalıdan sözleşmenin 27. Maddesi gereği şimdilik 5.000,00 TL kar mahrumiyeti bedeli ile sözleşmenin 28. Maddesi gereği hesap edilen 46.370,00 TL. cezai şart alacağının tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili, 11.04.2013 tarihinde davasını ıslah ederek kar mahrumiyetine ilişkin taleplerini 25.000,00 TL arttırarak 30.000,00 TL’ye, cezai şart talebini 77.730,00 TL arttırarak 124.100,00 TL’ye çıkardıklarını ve ilk (dava dilekçesiyle) talep edilen miktarlara temerrüt tarihinden, arttırılan miktara ise ıslah tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından yapılan tespitte başka bir firmaya ait tüplerin müvekkilinin iş yerinin dışında bulunduğunu, müvekkilinin iş yerinde ... markalı tüplerin satılmadığını, müvekkilinin oğlu...’ın ... bayiliğini yaptığını, davacının müvekkilini uyarmadan sözleşmeyi feshettiğini, davacının kar kaybı bulunduğunu ispat etmesi gerektiğini, davacının müvekkilinin bulunduğu bayilik bölgesinde davacı şirketin ne kadar sürede bayilik açacağı tespit edilerek kar kaybının hesaplanması gerektiğini, ticari faaliyetini esnaf olarak devam ettiren müvekkilinin ekonomik mahvına neden olacak şekilde cezai şart alacağına hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporlarına göre; davalının giderek artan ve tamamen bitme noktasına gelen alımları da dikkate alındığında, işyerinde sözleşmeye aykırı olarak, başka bir şirkete ait (oğlunun üstlendiği bayilik ilişkisine konu) tüplerin bulundurulduğu, işyerinde fiilen başka bir şirketin bayilik faaliyetlerinin, özellikle hemen işyeri karşısındaki ve oğlu adına kayıtlı bulunan bayilik iş ve işlemlerinin bayi adresinde de yürütüldüğü, bu durumda davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin anlaşıldığı, bayilik sözleşmesinin 27. maddesi hükmü uyarınca hesaplanan davacının 220.338,36 TL kar kaybı, 28. maddesi hükmü uyarınca hesaplanan 124.285,00 TL. cezai şart alacağı bulunduğu ancak davacının talebi ile bağlı kalınarak 124.100,00 TL. cezai şart alacağının ve 30.000 TL. kar mahrumiyeti alacağının kabul edildiği, bu miktar cezai şart alacağını davalının ekonomik yönden mahvına neden olacak bir miktara ulaşmadığı gerekçesiyle davacının kar mahrumiyetinden kaynaklanan 30.000,00 TL" nin ( bu miktarın 5.000,00 TL" sine 26/11/2011 tarihinden itibaren ve kalan 25.000,00 TL" sine 11/04/2013 tarihinden itibaren ) işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, cezai şarttan kaynaklanan 124.100,00 TL"nin ( bu miktarın 46.370,00 TL"sine 26/11/2011 tarihinden itibaren ve kalan 77.730,00 TL" sine de 11/04/2013 tarihinden itibaren) işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.