10. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/15696 Karar No: 2010/2827 Karar Tarihi: 02.03.2010
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/15696 Esas 2010/2827 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2008/15696 E. , 2010/2827 K.
"İçtihat Metni"
...... Dava, işkazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirler ve yapılan ödemelerden oluşan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Kanunun 26 ve 87. maddeleri uyarınca davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Bilindiği gibi 506 sayılı Kanunun 26. maddesinin birinci fıkrasında; işverenin, ikinci fıkrasında ise; üçüncü kişinin sorumluluklarına yer verilmiştir. Aynı Kanunun 87. maddesine “aracı” olarak, mevzuat, öğreti ve içtihatlarda ise, alt işveren, taşeron, tali işveren, alt müteahhit ve alt ısmarlanan gibi adlarla anılan üçüncü kişi, aynı maddede; “Bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran” olarak tanımlanmıştır. Anılan madde hükmüne göre; “sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işveren de sorumludur.”
Mahkemece, davaya konu Kurum zararının “alt işveren” sıfatıyla davalı ......, “asıl işveren” sıfatıyla davalı ... ..... -2-...... Şirketi’nden tahsiline karar verilmiştir. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının davalı.....işçisi olduğu sabit ise de; davalı .... “asıl işveren” olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.......asıl işveren sayılmaması, kusurlu olup olmamasına doğrudan etkilidir. Zira, kural olarak işyerinde gerekli işgüvenliği önlemlerinin alınması ödevi taşeronla birlikte asıl işverene aittir. Başka bir anlatımla “İşçilerin Sağlığını Koruma ve İş Güvenliği Mevzuatı”nın işverenlerce uygulanması gerektiği asıldır. Bu nedenle; Kurum kayıtlarının araştırılması suretiyle iş kazasının meydana geldiği inşaat işinin hangi işveren adına kayıtlı olduğu, davalı şirketlerin aralarında 87. madde kapsamında taşeron – asıl işveren ilişkisi bulunup bulunmadığı ve bu bağlamda hukuki statüleri tespit edilmeli ve buna göre davalı ...işveren sıfatıyla sorumluluğu irdelenmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 02.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.