Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/12139
Karar No: 2014/9612
Karar Tarihi: 21.05.2014

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2013/12139 Esas 2014/9612 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirkete verilen borçtan doğan kısmen kabul edilen alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın kısmen kabul edilmesine, davalının %40 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir. Ancak, karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinde raporun kabul edilmeyerek yeniden ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları ve ibraz edilen belgeler üzerinde inceleme yapılması, alınacak rapora göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İİK'nın 67. maddesine göre uyuşmazlığın çözümünde ticari defterler üzerinde inceleme yapılabilir. Mahkeme, bu maddeye dayanarak bilirkişi raporu almıştır. Ancak, karar temyiz edildiği için yeniden inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2013/12139 E.  ,  2014/9612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 23/05/2013
    NUMARASI : 2012/263-2013/143

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. E.. Y.. ile davalı vek. Av. F.. A.."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -KARAR-

    Davacı vekili, müvekkilinin ilamsız icra takibine konu 1.095.000.00 TL. alacağının 230.067,78 TL.lik kısmının davalı şirkete verilen borçtan doğduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete bu miktar borç verildiğinin şirket yıl sonu bilançosunda da kayıtlı olduğunu, kalan 864.932,22 TL.lik kısmının ise müvekkiline ait arsanın davalı şirkete satışından kalan alacağı olduğunu ileri sürerek bu alacakların tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının alacağa dayanak gösterdiği parasal hareketlerin tamamının fiktif ve hayali hesap hareketleri olduğunu, şirket nezdindeki muhasebe kayıtlarının sonradan düzenlendiğini, şirketin paraya ihtiyacı yokken para koymanın anlamı olmadığı gibi vergi yasaları uyarınca da bu miktarda para konmasına olanak bulunmadığını, davacı muhasebe kayıtlarına göre bu miktar borç verdiğine dair kayıt oluşturmuş ise de kasada böyle bir kayıt ve paranın bulunmadığını, arsa satışı nedeniyle düzenlenen 27.12.2011 tarihli resmi senette bu satış nedeniyle alacağını tamamen aldığını ve hiçbir alacağı bulunmadığını beyan ettiğini, şirketin yönetiminin Bolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava ile kayyuma tevdi olunduğunu ileri sürerek davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere göre; her ne kadar alınan bilirkişi K. E.’nin 30/04/2013 tarihli raporuna göre; davacının dava konusu taşınmazdaki hissesinin satışından alacağının 889.959,00 TL olduğu, şirket defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemede davacı T. Ç."nun davalı şirketten 230.076,78 TL alacaklı olduğu, taşınmazın satışından kaynaklanan 889.959,00 TL alacak eklendiğinde davacının toplam alacağının 1.120.335,78 TL olduğu, bilirkişi raporunda mevcut kasa hareketleri ve gerekse şirketin banka hesapları üzerinde bizzat davacının talebi ile gerçekleştirilen para hareketlerinin davalı şirketin bilançosu sonuç hesaplarının "131 ortaklardan alacak hesabı", "336 diğer borçlar hesabı", "331 ortaklara borçlar hesabı" ve "100 kasa hesabı" hesaplarının düzenlenmesi amacına müteallik olarak yapıldığı sonucunu ürettiği ve davacının davalı şirketten 5.067,78 TL bakiye alacaklı olduğu, dava konusu taşınmazın satışından kaynaklanan alacak eklendiğinde davacının toplam alacağının 895.026,78 TL olduğu belirtilmiş ise de; davacı ortak ile dava dışı ortakların birden fazla davalı şirkete borç para verdikleri, borç para verildiğinde verilen paraların şirketin borçlarını ödemelerde kullanıldığı, davacının davalı şirkete borç olarak verdiği 225.000,00 TL"nin alınan arsalara istinaden ilk ödemelerde kullanıldığı dikkate alındığında defter ve belgelere itibar edilmesi ve davacının davalı şirketten borç olarak verdiği paralara ilişkin 230.067,78 TL alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, taşınmazın satışından kaynaklanan 889.959,00 TL alacak eklendiğinde davacının toplam alacağının 1.120.335,78 TL olduğu, davacının icra takibinde bu alacaktan daha az olan 1.095.727,00 TL asıl alacak talep ettiği dikkate alınarak davacının asıl alacak talebinin yerinde olduğu, takipten önce temerrüde düşürülen davalı şirketten 15.940,57 TL işlemiş yasal faiz talep edilebileceği anlaşıldığından davacının itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, davacının alacağının likit olduğundan asıl alacağın % 40"ı olan 438.290,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava, davacının münferit yetkili olduğu davalı şirkete verdiği borç para ile ½ hissedarı olduğu taşınmazın davalı şirkete satışından doğan bedelin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK"nın 67. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir. Davalı şirket, şirketin görülmekte olan başka bir dava nedeniyle yönetimin kayyıma tevdi edildiğini, müvekkili şirket defterlerindeki kayıtların sonradan fiktif olarak oluşturulduğunu, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, resmi senette satım bedelinin peşin alındığının yazılı olduğunu ileri sürmüştür. Bilindiği üzere HMK"nın 266/1. maddesi hükmünde “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” denilmektedir. Nitekim bu hüküm gereği mahkemece uyuşmazlığın çözümünde ticari defterler üzerinde inceleme yapılmasına karar verilip 30.04.2013 tarihli bilirkişi kök raporu alınmıştır. Alınan bilirkişi raporunun gerekçesinde ve sonuç kısmında “gerek şirketin resmi defter ve muhasebe kayıtlarında mevcut nakit kasa hareketleri ve gerekse şirketin banka hesapları üzerinden bizzat davacının talimatı ile gerçekleştirilen para hareketleri davalı şirketin bilançosu sonuç hesaplarının "131 ortaklardan alacak hesabı", "336 diğer borçlar hesabı", "331 ortaklara borçlar hesabı" ve "100 kasa hesabı" hesaplarının düzenlenmesi amacına müteallik olarak yapıldığı sonucunu ürettiği, şirketin defterlerinde 100 kasa hesabında bulunan 1.231.534,65 TL paranın fiili olarak bulunmadığı, bu paranın şirketin bir kısım faaliyetleri neticesinde kasada oluşmuş şişirme ve fiktif bir tutar olduğu, yapılan işlemlerin bir kısmının da bu bakiyenin eritilmesine müteallik olarak yapıldığı kanaatinin oluştuğu, yine banka vasıtası ile yapılan para hareketlerinin arsa alımından dolayı şirketin defterlerinde şirket ortaklarının alacağı olarak kayıtlanan 4.000.000 TL. şirket borcunun eritilmesine müteallik olduğu kanaati oluştuğu” saptanmış, sonuç olarak ise “bütün bu tespit ve değerlendirmeler ile birlikte davacı ile davalı şirket arasında ve davalı şirketin diğer ortağı M. T. Ç. ile alakalı olarak alım satımı yapılan taşınmazlar dolayısıyla bir alacak borç ilişkisi de kurulmuş bulunduğu, buna göre davacı ve şirketin diğer ortağı M. T. Ç."nun ½ oranında kendi adlarına tapu tescili bulunan taşınmazların şirkete toplam 4.000.000,00 TL. bedel ile satmış oldukları ve bu işlemden dolayı şirketten alacaklı hale geldikleri, neticede dava konusu takip dosyasında 13.06.2012 tarihi itibarı ile 895.026,78 TL asıl alacak, 37.114,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 932.141,57 TL olduğu,” belirtilmiştir. Bu rapora 15.05.2013 tarihli dilekçe ile davalı vekili, 06.05.2013 tarihli dilekçe ile de davacı vekili gerekçelerini göstererek itiraz etmişlerdir. Bu durumda Mahkemece yukarıda değinilen HMK"nın 266/1. maddesi gözetilerek yeniden konusunda uzman 3 kişilik bir bilirkişi heyetine taraf ticari defter ve kayıtları, banka kayıtları ve dosya kapsamında ibraz edilen belgeler üzerinde inceleme yaptırılarak ve taraf vekillerinin itirazları değerlendirilerek hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken alınmış olan rapor da kabul edilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi