22. Hukuk Dairesi 2014/35219 E. , 2016/1252 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, kötü niyet tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 19.02.2010 tarihinde davalı şirkette tanker şoförü olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 19.03.2013 tarihinde işveren davalı tarafından tek taraflı ve haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin işe girdiğindeki ilk maaşı asgari ücret olarak kararlaştırıldığını ancak müvekkili davacının hiçbir zaman tam maaş almadığını, maaşının 40-50 TL eksik ödendiğini, 01.07.2012 tarihinden sonra maaşı 100,00 TL arttırılarak 800,00 TL olduğunu, müvekkilinin tanker şoförü olarak işe alındığını ancak müvekkilinin işveren tarafından işyerinde yeterli işçi bulunmaması gerekçe gösterilerek bahçe temizliğinde, araba yıkamada, mutfak görevlerinde, istasyon binasının ve hatta işverenin evinin inşaat temizliğinde, pompacılık işinde dahi çalıştırıldığını, sadece ondört gün yıllık izin kullandığını, müvekkilinin iş yerinde çalıştığı süre boyunca her türlü kötü muameleye, hakarete ve psikolojik baskıya maruz kaldığını, müvekkilinin ve diğer çalışma arkadaşlarından bir kısmının bu durumu ... İletişim Merkezinin ALO 170 hattına şikayette bulunduklarını, bunun üzerine müfettiş gelerek çalışanların ifadelerinin alındığını, davalı işverenin baskılarının daha da arttığını, davalı işveren tarafından adeta caydırma politikası uygulanmaya başladığını, müvekkilinin emekliliğine de az kalmış olması sebebiyle işine sebat gösterdiğini, uzun çalışma saatlerine, hakkı olan ücretleri ve alacaklarını alamamasına rağmen çalışmaya devam ettiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline ait işyerinde asgari ücret ile şoför olarak işe başladığını, işten ayrılana kadar asgari ücret ile çalıştığını, müvekkilinin davacıyı işten çıkarmadığını, davalı kendi isteği ile işten ayrıldığını, davacı çalıştığı süre içerisinde İzmir ve Antalya için yakıt transferi yaptığını, bunun dışında başka bir iş yapmadığını, kötü niyet tazminatından bahsedilebilmesi için işçinin iş sözleşmesinin feshinin kötü niyetli olarak yapılmış olması gerektiğini, dava dilekçesinde ise iş şartlarının ağır olmasından dolayı iş sözleşmesini feshettiğini davacının kendisinin beyan ettiğini, her işçinin haftada bir gün tatili olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kötüniyet tazminatına hak kazanıp kazanmadığı ve fazla mesai yapıp yapmadığı noktalarındadır.
Belirsiz süreli iş sözleşmesinin taraflarca ihbar süresi tanınmak suretiyle ya da ihbar tazminatı ödenerek her zaman feshi mümkün ise de, bu hakkın da her hak gibi 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu"nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük ve objektif iyiniyet kurallarına uygun biçimde kullanılması gerekir. Aksi takdirde fesih hakkının kötüye kullanılmış olduğundan söz edilir.
Fesih hakkını kötüye kullanan işveren, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 17. maddesi uyarınca, bildirim sürelerine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bahsi geçen tazminata uygulamada kötüniyet tazminatı denilmektedir.
4857 sayılı Kanun"un 17. maddesinin altıncı fıkrasının açık hükmü gereğince, iş güvencesi kapsamında olan işçiler yönünden kötüniyet tazminatına hak kazanılması mümkün değildir.
4857 sayılı Kanunda genel anlamda fesih hakkının kötüye kullanılmasından söz edilmiştir. Maddenin gerekçesinde de belirtildiği üzere, işçinin işvereni şikâyet etmesi, aleyhine dava açması veya tanıklık yapması sebeplerine bağlı fesihlerin kötüniyete dayandığı kabul edilmelidir. Tazminat miktarının belirlenmesi de Kanun ile açıklığa kavuşturulmuş, “kötüniyet tazminatının” ihbar sürelerine ait ücretin üç katı tutarında olacağı belirtilmiş ve ayrıca ihbar tazminatının da ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
4857 sayılı Kanun"un 17. maddesinin son fıkrasındaki düzenleme kötüniyet tazminatını da kapsamakta olup, bu tazminatın hesabında da işçiye ücreti dışında sağlanmış para veya para ile ölçülebilir menfaatler dikkate alınmalıdır.
Somut olayda; davacının işyerindeki çalışma koşullarını bölge çalışma müdürlüğünü şikayet etmesi sonrasında işyerinde teftiş yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamındaki belgelere ve tanık beyanlarına göre bu teftişten sonra davacıya baskı yapıldığı ve iş sözleşmesinin davalı işverence feshedildiği anlaşılmaktadır. Davalı işverenin davacının şikayeti sonrasında gerçekleştirilen feshin kötüniyetli olduğunun kabulü gereklidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kötü niyet tazminatı istemi yönünden davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir.
3-Bir diğer uyuşmazlık davacının fazla mesai yapıp yapmadığı noktasındadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın yedi günü günde on saat çalıştığı iki saat ara dinlenme ile 56 saat çalışmasının bulunduğunu, buna göre haftalık onbir saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, ayrıca davacının hafta tatili alacağıda hüküm altına alınmıştır. Davacı ve davalı tanıkları beyanlarında davacının haftanın altı günü çalıştığını belirtmişlerdir. Hal böyle olunca tanık beyanlarına göre davacının haftanın altı günü çalıştığı ve haftalık dokuz saat fazla mesai yaptığının kabulü ile hesaplama yapılması, hafta tatili alacağının reddine karar verilmesi gereklidir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.