22. Hukuk Dairesi 2014/32684 E. , 2016/1251 K.
"İçtihat Metni"
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, kötü niyet tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili davacı işçinin davalıya ait işyerinde 07.02.2011-25.04.2013 tarihleri arasında aralıksız olarak çalıştığını, bu çalışmalarının karşılığında maaş ve buna ek olarak bahşiş aldığını, maaş olarak davacıya yazın 200,00 TL, kışın ise 300,00 TL ödendiğini, bahşişlerle birlikte davacının aylık gelirinin asgari ücretin altında kaldığını, çalışma süresi boyunda sadece dokuz günlük yıllık izin kullandığını, çalışma saatlerinin kışın 08.00-20.00 saatleri arasında, yazın da 07.45-21.00 saatleri arasında olduğunu, davacının araç dışı yıkama görevlisi olarak işe alınmasına rağmen görev tanımı dışındaki işlerde çalışmaya zorlandığını, kötü muamele ve hakaret nedeniyle davacının Alo 170 hattına başvurduğunu ve bunun üzerine teftiş için görevlendirilen ... isimli müfettişin diğer işçilerle birlikte davacının da ifadelerine başvurduğunu, davalı tarafça bu ifadelerden sonra davacının .... .... isimli şirkete çağrılarak hazırlanan ifade tutanaklarının imzalanmaya zorlandığını, teftiş incelemesinden sonra davalı şirket yetkilisinin davacıya kötü davranmaya başladığını, davacının kendi isteği ile işten ayrılmasına zorlandığını, davalı şirket yetkilisinin bu amaçlarını sağlamak için gerçeği aykırı tutanaklar tutarak diğer çalışanlara da bu tutanakları baskı ile imzalattığını, bu tutanaklara dayanılarak davacı işçinin hizmet sözleşmesinin haksız fesihle sona erdirildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının davalı şirkete ait işyerinde iki yıl kadar asgari ücretle yıkama görevlisi olarak çalıştığını, çalıştığı süre içerisinde işini sürekli yavaşlattığını, aldığı paraları zimmetine geçirdiğini, bunun üzerine davalı işverenin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 22. maddesi uyarınca yazılı olarak davacıya çalışma şartlarının değiştiğini bildirdiğini, davacı işçinin de süresi içinde noter ihtarnamesi ile yeni koşulları kabul etmediğini bildirdiğini, davacının keyfi olarak izin günlerini belirlemeye çalıştığını, davacının asgari ücretle çalıştığını ve ücret bordrolarında imzasının bulunduğunu, davacının iş müfettişlerine altı gün çalışıp bir gün izin kullandığını ve günde bir saat ara dinlenmesi yaptığını beyan ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar davacının fazla mesai yapıp yapmadığı ve fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tanık beyanlarına göre davacının 08:00-20:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenme ile haftalık 21 saat fazla mesai yaptığı belirtilerek hesaplama yapılmıştır. Davacının 17.04.2013 tarihli davalı işverene karşı ihtarnamesinde mesai saatlerinin 08:00-18:00 olduğunu belirttiği anlaşılmaktadır. Davacının bu beyanı dikkate alınarak fazla mesai alacağının hesaplanması gerekli iken davacı tanık beyanlarına göre tespit edilmesi hatalıdır. Hal böyle olunca davacının haftanın altı günü 08:00-18:00 saatleri arasında davalı işyeride çalıştığı, buna göre haftalık dokuz saat fazla mesai yaptığının kabulü ile fazla mesai alacağının hüküm altına alınması gereklidir.
3-Davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı bir diğer uyuşmazlık noktasıdır. Davacı yazın 200,00 TL kış aylarında 300,00 TL ücret ödendiğini, bahşişlerle birlikte ödenen ücretin asgari ücretin altında kaldığını beyan etmiştir. Her ne kadar mahkemece davacının sekiz aylık döneme ilişkin bordrolarının imzasız olmakla birlikte diğer aylara ait bordroların imzalı olduğu, davacının iş müfettişi tarafından alınan ifadelerinde dönemlere ilişkin ücret farkından değil sadece fazla çalışmalar ile bayram tatillerindeki çalışmalarına ilişkin ücret alacaklarının ödenmediğine ilişkin beyanı gerekçesi ile fark ücret alacağı talebinin reddine karar verilmiş ise de;mahkemece kabul edilen müfettiş beyanına ilişkin davacının müfettişin beyanlarını değiştirdiği ve belgeleri okutmadan imzalattığı iddiası ile hakkında suç duyurusunda ve şikayette bulunduğu, şikayet üzerine müfettiş hakkında kurumu tarafından soruşturma açılmasına karar verildiği, davacının sonra gelen müfettişlere beyanında ücret alacağının bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarıda davacıya asgari ücretin altında ücret ödendiğini beyan etmişlerdir. Hal böyle olunca mahkemece davacının imzası bulunmayan ücret bordroları bakımından davacının işyerinde aldığı ortalama bahşiş tespit edilmeli, bu miktar davacının ödendiğini beyan ettiği miktarlar ile toplanmalı ve varsa asgari ücretle arasındaki fark miktarının hüküm altına alınması gerekmektedir.
4-Kabule göre de davacının davalı şirketi temerrüde düşürdüğü anlaşıldığından temerrüde düşürülen alacaklar bakımından temerrüd tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekli iken dava ve ıslah tarihlerinden faize hükmedilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek olması halinde ilgiliye iadesine, 20.01 2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.