12. Ceza Dairesi 2020/8590 E. , 2021/1702 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği
Karar Tarihi : 30/10/2017
Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma sonunda Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/06/2017 tarihli ve 2017/2299 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Kocaeli 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 30/10/2017 tarihli ve 2017/6103 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; olaydan yaklaşık 2 saat sonra yapılan alkol muayenesinde 1.16 promil alkollü olduğu belirlenen şüpheli ..."in...plakalı aracı ile seyir halinde iken aynı istikamette önünde seyreden müşteki şüpheli ... idaresindeki... plakalı araca çarpması neticesinde adli tıp raporuna göre, müşteki Şüpheli ... ile aracında bulunan müştekiler ..., ..., ... ve ..."ın basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda, şüpheli ... hakkında meydana gelen trafik kazasında kasten hareket edildiğine dair bulgu olmadığı anlaşılmakla suçun yasal ve zorunlu unsurlarının oluşmaması gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı verilmiş ise de; taksirle işlenen fiillerin 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 22. maddesine göre kanunda açıkça belirtildiği hallerde cezalandırılacağının belirtildiği, aynı Kanun"un 22/2. maddesine göre dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi şeklinde taksirin tanımının yapıldığı, şüpheli ..."in eyleminin ise 5237 sayılı Kanun"un 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, şüphelinin taksirle yaralama şeklinde kanunda düzenlenen eyleminde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda belirtildiğinin aksine kasıt aranmadığı, anılan Kanun"un 89/5. maddesine göre taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu, somut olayda müştekilerin, şüpheli ..."den şikayetçi olduklarının anlaşılması karşısında adı geçen şüpheli yönünden yazılı gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verilemeyeceği gözetilmeden itirazın bu yönüyle kabulü yerine reddine karar verilmesinde,
Kabule göre de; müştekilerin de şikayetçi olması karşısında, şüphelilere yüklenen taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu, ancak soruşturma aşamasında şüpheli ve müştekilere usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturma dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usûlüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 10/06/2020 gün ve 94660652-105-41-11718-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının gün ve 2020/81618 sayılı ihbarnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Oluşa ve dosya kapsamına göre; olaydan yaklaşık 2 saat sonra yapılan alkol muayenesinde 1.16 promil alkollü olduğu belirlenen şüpheli ..."in aracı ile seyir halinde iken aynı istikamette önünde seyreden müşteki şüpheli ... idaresindeki araca çarpması neticesinde adli tıp raporuna göre, müşteki şüpheli ... ile aracında bulunan müştekiler ..., ..., ... ve ..."ın basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralanmalarına neden olduğu olayda; şüpheli ... hakkında meydana gelen trafik kazasında kasten hareket edildiğine dair bulgu olmadığı anlaşılmakla suçun yasal ve zorunlu unsurlarının oluşmaması gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı verilmiş ise de; taksirle işlenen fiilerin TCK"nın 22. maddesine göre kanunda açıkça belirtildiği hallerde cezalandırılacağının belirtildiği, TCK"nın 22/2. maddesine göre dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla,bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesinin öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi şeklinde taksirin tanımının yapıldığı, şüpheli ..."in eyleminin ise TCK"nın 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, şüphelinin taksirle yaralama şeklinde kanunda düzenlenen eyleminde kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda belirtildiğinin aksine kasıt aranmadığı, TCK"nın 89/5. maddesine göre taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu, somut olayda müştekilerin, şüpheli ..."den şikayetçi olduklarının anlaşılması karşısında, şüpheli ... yönünden taksirle yaralama suçundan yazılı gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilemeyeceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde,
2-Taksirle yaralama suçunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesi gereğince uzlaşmaya tâbi olduğu, ancak soruşturma aşamasında şüpheli, müşteki şüpheli ve müştekiler arasında usûlüne uygun uzlaştırma işlemi yapılmadığı anlaşılmakla, soruşturma dosyasının uzlaştırma işlemlerinin usûlüne uygun olarak yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup;
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 15.06.2017 tarihli ve 2017/2299 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin verilen, Kocaeli 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 30.10.2017 tarihli ve 2017/6103 değişik iş sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.