13. Hukuk Dairesi 2016/19009 E. , 2019/7218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıya Alanya 5. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/209 Esas, 2007/165 Karar sayılı dosyasıyla görülen davalarıyla ilgili olarak vekaletname verdiklerini, aynı gün yani 04/09/2007 tarihinde kendilerinden talep ettiği 3.000,00 TL"yi peşin olarak almadan davaya bakamayacağını söylemesi üzerine parayı peşin olarak ödediklerini, kendilerinden herhangi bir alacağının bulunmadığını, davalıdan paranın tamamını peşin olarak aldığını belgelendirmek amacıyla ısrarla fatura istemelerine rağmen her defasında türlü bahanelerle ertelediğini, parayı vergilendirmek istemediği gibi taleplerine rağmen avukatlık sözleşmesi tanzim etmeye, fatura tanzim etmeye yanaşmadığını, Alanya 3. Noterliği aracılığıyla davalıya azilname gönderdiklerini, devam eden ve Yargıtay aşamasında savunmalarını yapmak için başka avukatlardan yardım aldıklarını, kendilerinin sunduğu delillerle Yargıtay tarafından suçsuzluklarına karar verdiğini, dava dosyasının tetkikinden de anlaşılacağı üzere davalının Yargıtay aşamasına da taraflarını savunmadığının görüleceğini, davalının haksız talebinin dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, davalının kendileri Alanya ilçesinde olmadığı dönemde Alanya 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/5749 Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yaparak 10.236,49 TL"lik ödeme emrinin muhtara tebliğ edildiğini, davalıyı vekil tayin ettikleri vekaletnamenin tarihi ile ilgili icra müdürlüğünden gönderilen tebligatın arasından yaklaşık 7 yıl geçtiğini, vekalet ücretinin 5 yıllık zamanaşımına uğradığını belirterek mükerrer talep edilen ve bir kaç yönden zaman aşımına uğrayan menfi tespit davalarının kabulüne, davalının hukuki mevzuata vakıf biri olarak kötü niyetli olmasından dolayı yasada belirtilen %20 oranda tazminata, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinden davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihinde yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, ayıplı satış gerekçesi ile satış bedelini talep etmiştir. Davalının dosyadaki delillere ve beyanına göre araç alım satımını mesleki amaçla yapan galerici sıfatını taşıdığını, davacının ise mevcut alım satımda tüketici sıfatını haiz bulunduğu; bu haliyle taraflar arasındaki ihtilafın çözüm yerinin genel mahkeme değil Tüketici Mahkemesinin olması gerektiği halde bu hususa dikkat edilmeksizin mevcut şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bu durumda mahkemece, tüketici mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davaya bakılarak sonuçlandırılmış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi