3. Hukuk Dairesi 2014/7010 E. , 2014/15911 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 14.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2010
NUMARASI : 2010/39-2010/580
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin abonesi olan davalının, fatura bedellerini ödememesi nedeniyle, yapılan icra takibine, haksız itiraz ettiğini ileri sürerek; icra takibine vaki itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf, davaya yazılı cevap beyanında bulunmamıştır.
Mahkemece; ibraz edilen belgelerden, taraflar arasında, ...... numaralı abone sözleşmesi bulunduğu ve 29.01.2007 tarihli ve onu takip eden 4 adet fatura borcunun ödenmediği; inceleme sonucu 04.10.2010 tarihli bilirkişi raporunda; davacının, davalıdan toplamda 34.245,74 TL alacağının olduğunu; davalı tarafça, borcun ödendiğine dair belge ve delil de ibraz edilmediğinden, taleple bağlı kalınarak, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, ödenmeyen elektrik faturaları nedeniyle başlatılan icra takibine yönelik vaki itirazın iptaline ilişkindir.
25.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6111 sayılı Kanunun 17.maddesinin 10.fıkrası ile; Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (T..) veya bu Şirketin hissedarı olduğu elektrik dağıtım şirketlerinin, elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından ve 04/12/1984 tarihli ve 3096 sayılı Türkiye Elektrik Kurumu Dışındaki Kuruluşların Elektrik Üretimi, İletimi, Dağıtımı ve Ticareti ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun kapsamında mevcut sözleşmeleri uyarınca faaliyet göstermekte olan dağıtım şirketlerinin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunda lisans almadan önceki faaliyet dönemlerine ilişkin elektrik tüketiminden kaynaklanan alacaklarından, vadesi 31.12.2010 tarihi itibarıyla geldiği halde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olanların asıllarının tamamı ile bu alacaklara ilişkin fer’iler yerine, bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar abonesi bulunulan dağıtım şirketine başvuruda bulunulması ve ödenmesi gereken tutarın, ilk taksit bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere bu Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla fer’ilerin tamamının tahsilinden vazgeçilir. Aynı kanunun, 18.maddesi ile de borçluların bu kanunun yayınlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve belirtilen şartları yerine getirmeleri halinde borcun yeniden yapılandırılacağı belirtilmiştir.
Davalı vekilinin, temyiz dilekçesinde bildirdiği ve davalının 6111 sayılı Yasa gereğince yapılandırmadan faydalanmak üzere başvurduğu yönündeki savunması karşısında; temyiz aşamasında beyan edilen, 6111 Sayılı Yasa kapsamında yeniden yapılandırma isteminin ve buna bağlı olarak davacı kurumdan istenilecek bilgi ve belgelerin borcu söndüren belge niteliğinde olup olmadığının, mahkeme tarafından incelenip incelenmeyeceğinin öncelikle çözümü gerekmektedir.
HMK.nun 115/1.maddesine göre; mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını kendiliğinden araştırır. Davanın hukuksal niteliği gereği, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belgenin varlığı bildirilmiş ise, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmelidir.
Diğer bir anlatımla; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle durumda borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş olmakla, beyan edilen yazılı belgenin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda; mahkemece, uyuşmazlık konusu tüketilen elektrik bedellerine ilişkin borcun, 6111 sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığı incelenmemiştir.
O halde, mahkemece; dava konusu alacağın 6111 sayılı kanun kapsamında olması nedeniyle, bu yasa hükümlerinden faydalanmak için davalının başvurusunun olup olmadığı hususları davacıya sorularak, başvuru olmuş ise bu konudaki taraf delilleri toplanarak, davacının temyiz aşamasında bildirdiği 6111 Sayılı Yasa kapsamında yapılmış olan bir sulh anlaşmasının varlığı halinde bu sulh anlaşmasının taraflar arasındaki uyuşmazlığı sonlandıran bir niteliği olup olmadığının araştırılarak ve sonuçta da sulh anlaşmasının borcu söndüren belge niteliğinde olup olmadığının yukarıda anılan ilkeler çerçevesinde araştırılıp incelenmesi ve eldeki davaya etkisi üzerinde de durularak, toplanan delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.