Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/173
Karar No: 2017/5729
Karar Tarihi: 22.5.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/173 Esas 2017/5729 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/173 E.  ,  2017/5729 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili; davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, araçta yolcu olarak bulunan ve araçtan inen davacılar murisine çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını ve manevi zarara uğradıklarını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı sigortacı sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla, davacı anne baba için 2.200,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze gideri ile davacılar için toplam 350.000,00 TL. manevi tazminatın, kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 01.09.2014 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 36.011,00 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı .... Şti. vekili, olayda, ölenin asli kusurlu olduğunu ve sürücülerinin kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... ve ... vekili, olayda ölenin asli kusurlu olduğunu ve davalı sürücünün kusuru olmadığını, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu, ölenin yaşı itibariyle davacılara destek olması mümkün olmadığından maddi tazminat isteminin de yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... şirketi vekili, poliçe limitiyle sınırlı olarak ve sigortalının kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, ölenin müterafik kusurunun araştırılması ve tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davadan önce
    temerrüde düşürülmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulü ile davacı ... için 17.364,00 TL. ve davacı ... için 18.647,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 10.000,00"er TL. ile Emre için 5.000,00 TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte, ... şirketi dışındaki davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacıların murisinin ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, murisin annesi/babası/kardeşi olan davacılar için toplam 350.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
    6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların oğlu ve kardeşi olan murislerinin ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ölene olan yakınlıkları nedeniyle davacıların duyacağı elemin derinliği, davacılar murisinin kazanın oluşumunda hiçbir kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kural-
    ları çerçevesinde daha ... manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Davacı taraf, dava dilekçesinde, davaya konu ettiği tazminatlar için olay tarihinden itibaren faize karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, hüküm altına alınan maddi tazminat için, dava tarihinden itibaren faize karar verilmiş olup, davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
    Bu nedenlerle mahkemece, hüküm altına alınan maddi tazminata, ... şirketi dışındaki davalılar bakımından kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    3-Mahkeme hükmünün 6 nolu bendinde "1.715,50 TL"nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine" ifadesine yer verilmiş; ancak hüküm altına alınan bu meblağın neye ilişkin olduğu açıklanmamıştır. 6100 sayılı HMK"nun 297/2. maddesi gereği (1086 sayılı HUMK 388. md.), mahkeme hükmünün, açık, anlaşılabilir, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte olması zorunluluğu karşısında; anılan bentte hüküm altına alınan alacağın neye ilişkin olduğunun açıkça yazılmayışı da doğru olmamıştır.
    SONUÇ : Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 22.5.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi