8. Hukuk Dairesi 2016/1604 E. , 2019/90 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Harici Sözlü Satışa Dayalı Tapu İptal Tescil, Alacak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı vekili; dava konusu 1012 parsel sayılı taşınmazın hissedarları olan ...... ve ....."un 25 Mart 1991 tarih 14540 yevmiye nolu vekaletname ile dava konusu taşınmazı dilediğine satmak üzere vekaletname aldığını, esasında bunun bir satış olduğunu...."ya vekalet verenlerin tüm hissedarlar olduğunu, kendisinin de ..."dan bu yerin tamamını bedelini ödeyerek satın aldığını bu işlemi haricen yaptıklarını, karşılıklı güven nedeniyle ve ..."nın yanında o tarihte evraklar olmaması sebebiyle devrin yapılamadığını, müvekkilinin tüm hisseleri satın aldığını, ..."nın kendisine göstermiş olduğu davalılardan alınma vekaletnamede tüm hissedarların yer aldığını karşılıklı güven nedeniyle bu zamana kadara devir işlemlerinin yapılmadığını şimdi ise davalı yer sahiplerinin bu satışı inkar ettiğini ve hisselerini üçüncü şahıslara satma yönünde tehdit ve girişimlerde bulunduklarını, bu sebeple davalılar adına olan hisselerin iptaline, müvekkil adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalara da iştirak etmemişlerdir.
Birleşen davada davacı vekili özetle; dava konusu olayın 1012 parselin davalı tarafından müvekkiline satışından kaynaklandığını, davalının tüm hisseleri almış ve elinde bulundurmuş olmasına ve müvekkil tarafından tüm arsanın bedeli davalıya ödenmiş olmasına rağmen eksik vekalet vererek müvekkilini mağdur ettiğini, bu yeri davalının, hisse sahiplerinden... 1.Noterliğinin 25 Mart 1991 tarih... yevmiye nolu vekaletname ile satın aldığını, akabinde müvekkile bu taşınmazı ... 2. Noterliğinin 19-12-1991 tarih 51869 yev. nolu vekaletname ile tamamen sattığını, tüm arsanın bedelini aldığını ancak davalının vekalet verirken sadece 2 hissedarın vekaletini verdiğini müvekkilinin arsanın tümünü aldığını zannettiğini, arsayı parsellere bölerek sattığını bu zamana kadar sorun olmadığını, yer sahipleri olan... ve..."ün satış bedellerini almalarına rağmen haksız kazanç sağlamak maksadıyla hisselerini satma girişimleri sebebiyle müvekkilinin vekalette eksikliği anladığını, bu durumu davalıya ilettiğini, davalının ödemeleri aldığını kabul etmesine rağmen hiçbir şey yapmayarak kendilerini zor durumda bıraktığını, şu anda arsada ikamet eden dava dışı şahısların da mağdur edilmek istendiğini, asıl davada dava sırasında davalılar... ve Münür Üzüm"ün hisselerini yargılama sırasında sattığını bu sebeple tüm arsa bedelinin rayiç bedel üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; cevap dilekçesinde, olayın 1991 yılında gerçekleştiğini 21 yıl geçtiğini zamanaşımı definde bulunduklarını satış için vekaletname hususunun doğru olduğunu ancak, taşınmazın tamamını davacıya satmadıklarını, bedel de almadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; asıl ve birleşen dava yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava; harici satımdan kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine, birleşen dava; harici satımdan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
1) Asıl dava yönünden; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacının yerinde olmayan temyiz itirazının reddine.
2) Davacı vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden; 19/12/1991 tarih ve.....yevmiye nolu Noterde düzenlenen satış senedi ile davalı ... Çaka’nın dava dışı YYYY’e vekaleten dava konusu taşınmazı satması için davacıya vekalet verdiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecburdur. Bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini bekler. Ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği takdirde, verdiği parayı isteme hakkı doğar. İşte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olmaktadır. Eldeki davada, bu davanın açıldığı tarihin zamanaşımı süresinin başladığı tarih olarak kabulü gerekir.
Somut olayda Mahkemece, birleşen dava yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolması sebebi ile ret kararı verilmiş ise de yukarıda belirtildiği gibi 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır. Davacı ... tarafından söz konusu taşınmazın .... vekili davalı ...’tan haricen satın alınıp bedelinin ödendiğinin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, zamanaşımı nedeniyle ret kararı verilmesi doğru olmamakla birlikte ret kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan hükmün gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen birleşen davaya ilişkin hükmün yukarda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 438/son maddesi (HMK maddesi 370/4) uyarınca gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddine HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 07.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.