11. Hukuk Dairesi 2014/17084 E. , 2015/1504 K.
"İçtihat Metni"TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Tüketici Mahkemesi’nce verilen 15/05/2014 tarih ve 2013/2468-2014/817 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin maaşını davalı bankada bulunan hesabından bilgisi ve rızası dışında internet bankacılığı kullanılarak başkasının hesabına para aktarıldığını, davalı bankanın kusurlu olduğunu ileri sürerek, şimdilik 5.200,00 TL"nin 21.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili bankanın gerekli güvenlik önlemlerini aldığını, bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davalı bankanın maaş müşterisi olduğu, banka tarafından internet bankacılığının davacının kullanımına açıldığı, davacının bilgisi dışında bilgileri ele geçirilmek suretiyle 3. şahıslar tarafından hesaptan EFT yapılmak suretiyle para çekme işlemi yapıldığı, bankanın internet bankacılığını kullanmak üzere gerekli güvenlik önlemlerini almadığı bu nedenle ağır kusurlu olduğu, bankanın hafif kusurlu sayılsa bile karşı tarafın kusurunu ispat etmediği sürece oluşan zararın tamamından sorumlu olduğu, davacının herhangi bir kusur ve ihmalinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalı banka nezdinde açılan hesaptaki paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı Kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un 3/e maddesinde tüketicinin, “mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi”, 3 (h) bendinde tüketici işleminin “mal veya hizmet piyasalarında tüketici ile satıcı-sağlayıcı arasmda yapılan her türlü hukuki işlemi” ifade edeceği, aynı yasanın ikinci maddesinde ise bu kanunun, birinci maddede belirtilen amaçlarla mal veya hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, bankacılık işleminden kaynaklanan alacak talep edilmiş olup, 6102 sayılı TTK"nın 4/1-f maddesi uyarınca, bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, fınansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları, ticari dava sayılacağından, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un uygulanmasını gerektirir bir husus yoktur. Ayrıca, görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese de yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.
Bu itibarla, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.