11. Hukuk Dairesi 2014/16499 E. , 2015/1499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/06/2014 tarih ve 2013/226-2014/362 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının da ortağı olduğu müvekkili şirketin gayrimenkul değerleme şirketi olarak faaliyet gösterdiği, müvekkili şirketin hali hazırda ... ile çalışmakta iken bankanın BDDK"nın getirmiş olduğu yükümlülüklere istinaden şirket ortaklarından güncel bir kısım belge ve bilgiler talep ettiğini, ancak davalının bu belgeleri kasten şirkete vermediğini, bu eylem sonucunda ..."nin belgelerin tamamlanmasına kadar müvekkili şirketten hizmet alımının durdurulmasına karar verdiğini, bu durumun şirketi zarara uğrattığını ileri sürerek, haksız ve hukuka aykırı eylem sonucunda uğranılan bir aylık zarar olan 34.925,71 TL"nin davalıdan faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihtarlarda istenilen belgelerin niçin bankaya verileceğinin izah edilmediğini, banka tarafından hizmet alımının sırf bir kısım belgelerin sunulamamasından kaynaklı olduğunun ispatı gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının istenen belgeleri temin etmemesi nedeniyle çalışmış olduğu banka ile davacı arasında mevcut sözleşmenin yenilenmediği, 31/01/2013 tarihinden sonra davacı şirketin ..."ye değerleme hizmeti vermediği, sözleşmesel dönemde elde edilen gelir gözetildiğinde aylık ortalama 35.000,00 TL gelir kaybı oluştuğu, ayrıca davanın sonuna kadar uğranılacak zararın hesaplanması talebinin eda davası açılabilecek durumda tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 34.925,71 TL"nin davalıdan tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının ortağı olduğu davacı şirket tarafından talep edilen belgelerin verilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece davalının istenen belgeleri temin etmemesi nedeniyle dava dışı banka ile davacı arasında mevcut sözleşmenin yenilenmediği ve davacının zarara uğradığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 34.925,71 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı, davacı ..."de %2 pay ile ortak olup, davacı şirket, değerleme hizmeti verdiği dava dışı ... tarafından istenen imza sirkülerinin davalı ortak tarafından verilmemesi nedeniyle bankanın hizmet alımını durdurduğunu ve bu nedenle zarara uğradığını ileri sürmüştür. Dava dışı banka tarafından yazılan cevapta, davacı şirket ortağı davalının imzasıyla beyanname ve ekinin geldiğini,ancak noter onaylı imza beyanı gelmediğinden imza teyidi yapılamadığı ve 31.01.2013 tarihi itibariyle davacı şirketten değerleme hizmeti alınmadığı belirtilmiştir.
BDDK tarafından çıkarılan 1 Kasım 2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik bankalara değerleme hizmeti verecek kuruluşların yetkilendirilmesine, faaliyetlerine ve yetkilerinin kaldırılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektedir. Bu yönetmelikte değerleme şirketlerinin ortaklarının yükümlülükleri de belirlenmiştir. Yönetmeliğin 12. maddesinde değerleme hizmetinin alınması ve 13. maddesinde bankalar ile değerleme kuruluşları arasında imzalanacak sözleşmelerde asgari olarak yer alması gereken hükümlere yer verilmiş olup bu düzenleme gereğince değerleme şirketlerinin ortaklarından imza sirküleri isteneceğine dair bir hüküm bulunmadığı gibi, davacı şirket ile dava dışı banka arasında bu yönde bir düzenlemeyi içeren sözleşme de sunulmamıştır. Bu durumda mahkemece davacı şirketin ortağı olan davalının ilgili yönetmelik hükümleri ve dosyadaki deliller gereğince imza sirküleri sunma yükümlülüğü bulunmadığı nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.