![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2018/3254
Karar No: 2021/706
Karar Tarihi: 03.02.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/3254 Esas 2021/706 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İli, ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 192 ada 133 parsel sayılı 162.252,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera vasfıyla sınırlandırılmıştır. Davacı ..., satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının isabetsiz olduğuna değinilen 21.05.2014 tarih ve 2014/3212 E., 2014/6552 K. sayılı ilamı ile bozulmuş, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/1. maddesi gereğince tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise MERNİS adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise MERNİS adresine çıkartılması gerekmektedir.
Mezkur Kanun’un “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda; bozma ilamı ve duruşma gününün davacı ..."a tebliğ edildiğine dair mazbatanın incelenmesinde; tebligat adresinin MERNİS adresi olduğu şerhi düşülmek suretiyle belirtildiği gibi muhatabın adreste bulunup bulunmadığı, bulunmuyorsa hangi nedenle adreste bulunmadığı hususunda herhangi bir tespitin yapılmadığı, adresten kısa süreli mi yoksa uzun süreli mi ayrıldığı, tevziat saatlerinden adrese dönüp dönmeyeceği saptanıp tevsik edilmediği gibi, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması işleminden hangi komşunun haberdar edildiğinin belirtilmediği, komşu ismi ve imzası alınmadan mahalle muhtarına imzası karşılığında teslim edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtildiği üzere Tebligat Kanunu"nun 21/1 maddesine göre yapılan tebligatlarda, muhatabın geçici olarak adresten ayrıldığının bildirilmesi halinde, bildirimi yapan komşusunun kim olduğunun açık bir şekilde belirtilmesi ve imzasının alınması gerektiği, aksine bir durumda yapılan tebligatın geçerli olmadığı, kendisine haber verilen komşunun imzadan imtina edilebileceği hâlde isimden imtina edilemeyeceği benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.06.2020 tarihli, 2017/8-1674 E., 2020/322 K. sayılı kararında ifade edilmiştir. Komşunun ismi tespit edilip imzası alınmadan yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. ve 30. maddelerine göre usulsüzdür. Dolayısıyla davacıya bozma ilamı ve duruşma gününün tebliği, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı şekilde yapılmış olması nedeniyle usulsüz olduğu halde, Mahkemece bu husus göz ardı edilerek yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı tarafın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 03.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.