Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1744 Esas 2020/3142 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1744
Karar No: 2020/3142

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1744 Esas 2020/3142 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, mahkeme davacının banka teminat mektubu talebini reddetti. Davalı vekili, davacının işçilerinin tazminatını ödemediği için teminat mektubunun iade edilemeyeceğini savundu. Mahkeme, davacının işçilik alacaklarından dolayı teminat mektubunun iadesinin uygun olmadığına karar verdi. Davacı vekili, yargılama sürecinde verilen karara temyiz başvurusu yaptı. Ancak, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı da ilk derece mahkemesinin kararını destekleyerek esastan reddetti.
4734 sayılı Kanun, Kamu İhale Kanunu'dur.
İlgili maddeler:
- Sözleşmenin 11.4. maddesi gereği idareye herhangi bir borcu kalmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişkisiz belge alınarak davalı idareye teslim edilmediği,
- Müvekkilinin teminat mektubunu iade etmemekle haklı olduğu savunarak davanın reddini istemiştir.
23. Hukuk Dairesi         2018/1744 E.  ,  2020/3142 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki banka teminat mektubunun iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket yetkilisi ... ile davalı vekili Avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Davacı vekili, taraflar arasında 20/06/2012 tarihinde güvenlik hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından 19/06/2012 tarih ve 400.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davalıya verildiğini, müvekkilinin üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, 01/01/2015 tarihinde kesin kabulünün yapılarak SGK"dan borçlarının olmadığına dair belge alındığını, ancak davalı tarafın teminatı iade etmediğini ileri sürerek, 400.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun davalıdan alınarak müvekkiline iadesini, teminat mektubu süresinin uzatılması sebebiyle müvekkilince ödenmek zorunda kalınan masrafların da davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacı şirketin hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalıştırdığı işçilerinin iş akitlerini tazminatlarını ödemeden feshettiğini, işten çıkartılan altı işçinin hem davacı hem de müvekkili aleyhine işçilik alacağı için davalar açtıklarını, mahkemelerce hükmedilen tazminatların müvekkili tarafından ödendiğini, bu durumda sözleşmenin 11.4.maddesindeki davacının müvekkiline borçlu olmaması şartının yerine getirilmediğini, öte yandan 4734 Sayılı Yasa hükümlerine uygun kabul ya da kesin kabulün olmadığını, davacının dayandığı iş bitirme belgesinin kesin kabul anlamına gelmediğini, davacının işten çıkardığı personelinin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, müvekkilinin teminat mektubunu iade etmemekle haklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı yüklenicinin çalıştırdığı işçilerin kıdem, ihbar tazminatları ile ilgili yıllık izin ücreti gibi işçilik alacaklarını ödemeden iş akitlerini feshettiği, işçiler tarafından yüklenici - davacı ile üst işveren davalı aleyhine işçilik alacaklarının tahsili için davalar açıldığı ve takipler yapıldığı, halen de zamanaşımı süresi içerisinde takip yapılıp dava açılma risk ve ihtimalinin bulunduğu, davacı tarafça sözleşme ile hükmedilen iş, sözleşme, ihale şartnamesi ve ekleri gereği borçsuz olarak bitirilip davalı idareye teslim edilmediği, işin kesin kabulünün yapılmadığı, sözleşmenin 11.4.maddesi gereği idareye herhangi bir borcu kalmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumundan ilişkisiz belge alınarak davalı idareye teslim edilmediği, davalı idarenin işçilik alacaklarını hakedişlerde davacıya ödediği halde davacı tarafından işçilere ödenmemesi sebebiyle mükerrer olarak ödemek zorunda kalabileceği, halen de riskin devam ettiği ve teminat mektubunun teminat fonksiyonunun devam ettiği, iade şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından dava tarihi itibari ile davacı şirketin işten çıkardığı işçiler tarafından açılan işe iade ve tazminat konulu davaların kabullerine karar verildiği, bır kısmın takibe konu olduğu, bir kısım işçi davalarının ise derdest olduğu, sözleşmenin 11.4 maddesinde öngörülen davalıya borçlu olmama şartının gerçeklemediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20.10.2020 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.