Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/598
Karar No: 2018/553

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/598 Esas 2018/553 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/598 E.  ,  2018/553 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı :134-66

    Nitelikli yağma suçundan sanık ..."ın TCK"nın 149/1-c-d, 35/2, 62, 53 ve 58. maddeleri uyarınca 2 yıl 2 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.03.2009 tarihli ve 134-66 sayılı hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 19.11.2014 tarih ve 12002-20013 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.10.2015 tarih ve 326824 sayı ile;
    “...Sanık ..."ın, yağma kastı ile değil, meşru ve hukuken korunması gereken bir alacağı tahsil etmek amacıyla hareket etmesinden dolayı, TCK"nın 150. maddesindeki yollama nedeniyle aynı Kanun"un 106/2-c maddesi uyarınca cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması ve fazla ceza tayininin hukuken hatalı olduğu" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.03.2016 tarih ve 3048-1918 sayı ile yerinde görülemeyen itirazın reddine karar verilerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan verilen mahkûmiyet kararı ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın eyleminin TCK"nın 149. maddesinde düzenlenen nitelikli yağma suçunu mu, yoksa TCK"nın 150/1. maddesi delaletiyle 106/2-c maddesinde düzenlenen birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçunu mu oluşturduğunun belirlenmesine ilişkin ise de; Yargıtay İç Yönetmeliği"nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, tebliğnamenin kararı temyiz eden fakat avukatlık mesleğini bıraktığı için adresini terk eden müdafiye tebliğ edilememesi üzerine sanığa tebliği sağlanılmadan temyiz incelemesi yapılmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.04.2012 tarihli ve 19755 sayılı tebliğnamesinin sanık müdafisine tebliğe çıkartıldığı, ancak iş hanının görevlisinin beyanına göre; müdafinin iki yıl önce adres bırakmadan taşındığı, Denizli Barosunun verdiği bilgiye göre de avukatlık mesleğini bıraktığı gerekçeleri ile 16.07.2012 tarihinde tebligatın mercisine iade edildiği, söz konusu tebligatın sanığa tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının dosya içerisinde bulunmaması üzerine UYAP kayıtlarında yapılan incelemede sanık için tebligatın düzenlendiği anlaşılmış ise de PTT kargo takip sisteminden tebligatın akıbetinin tespit edilemediği, bunun üzerine Özel Daire kalemi tarafından PTT Yargıtay Şubesinden alınan ekran çıktısında tebligatın sanık ile aynı konutta yaşayan oda arkadaşı Erhan Bıyıklı"ya 06.03.2013 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığı fakat tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığına ilişkin tebliğ mazbatasının gönderilmediği,
    Anlaşılmaktadır.
    5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK’un 316. maddesine 4778 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile eklenip, 4829 Kanun"un 20. maddesi ile değiştirilen 3. fıkrasında “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğname, hükmü temyiz etmeleri veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde sanık veya müdafisi ile müdahil, şahsi davacı veya vekillerine dairesince tebliğ olunur. İlgili taraf tebliğden itibaren yedi gün içinde yazılı olarak cevap verebilir” hükmüne yer verilmiştir.
    CMUK’un 316/3. maddesindeki hüküm adil yargılama hakkı ve savunma hakkı ile ilgili ve buyurucu nitelikte olup uyulması zorunludur.
    Anılan düzenleme, Anayasa"nın 90. maddesi uyarınca bir iç hukuk normu hâline gelen, AİHS"nin 6. maddesi ile de ilgilidir. AİHM"nin 09.11.2000 tarihli ve 36590-97 sayılı Göç/Türkiye kararında,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinin tebliğ edilerek buna karşı görüş bildirme olanağının tanınmaması nedeniyle silahların eşitliği sağlanmadığından adil yargılama hakkına aykırı davranıldığı kabul edilerek, Sözleşme"nin 6/1. maddesinin ihlâl edildiği sonucuna varılması üzerine, 2003 yılında kanun koyucu tarafından bu düzenleme Yargılama Kanunumuza eklenmiştir. Nitekim 5271 sayılı CMK’nın 297. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir.
    Öte yandan bir tebliğin usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespiti bakımından tebliğ mazbatasında bulunması gereken hususlar 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinde;
    "1. Tebliği çıkaran merciin adını,
    2. Tebliği istiyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
    3. Tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını ve adresini,
    4. Tebliğin mevzuunu,
    5. Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22 nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
    6. Tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını,
    7. 21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,
    8. Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
    9. Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını,
    İhtiva etmesi lazımdır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma ve savunma hakkının sağlanması amacına uygun olarak, karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 316. maddesinin 3. fıkrası uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin hükmü temyiz eden sanık veya müdafisine tebliğ edilmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Somut olayda tebliğnamenin Özel Dairece sanık müdafisine tebliğe çıkartıldığı ancak müdafinin avukatlık mesleğini terk etmesi nedeni ile tebliğin yapılamadığı, Özel Dairece bu kez, söz konusu tebliğnamenin sanığa tebliğe çıkartıldığı ancak bu tebligatın da usulüne uygun şekilde yapıldığına ilişkin mazbatanın dosya içerisinde bulunmadığı, buna rağmen Özel Dairece sanığın nitelikli yağma suçundan mahûmiyetine ilişkin hükmün temyiz incelemesi yapılıp 19.11.2014 tarihinde onanmasına karar verildiği, dolayısıyla tebliğnamenin tebliği ile amaçlanan tebliğnamedeki görüşlerden haberdar edilme ve karşı görüşlerini bildirme olanağının sanığa tanınmayarak adil yargılanma hakkının ihlal edilip, savunma hakkının kısıtlandığının kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
    Bu nedenle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan bir Ceza Genel Kurulu üyesi; "İtirazın reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
    2-Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 19.11.2014 tarihli ve 12002-20013 sayılı sanık ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin onama kararının, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.04.2012 tarihli ve 19755 sayılı tebliğnamesinin kararı temyiz eden fakat avukatlık mesleğini bıraktığı için adresini terk eden müdafisine tebliğ edilememesi nedeniyle sanığa söz konusu tebliğnamenin tebliğ edildiğine dair tebliğ mazbatası araştırılmaması nedeniyle KALDIRILMASINA,
    3-Dosyanın, teblignamenin tebliğine ilişkin mazbatasının araştırılması, tebliğ mazbatasının bulunamaması veya tebliğnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşılması hâlinde usulüne uygun olarak tebliği sağlanarak sanığın tebliğnameye karşı görüşlerini bildirme olanağı tanındıktan sonra temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 20.11.2018 tarihinde müzakerede oy çokluğu ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi